Galatasaray'ın ikinci başkanı Abdurrahim Albayrak, Günaydın'dan Tuba Kalçık'a konuştu "Galatasaray-Fenerbahçe  karşılaşması bizim için talihsiz bir maçtı" diyen Albayrak, futbolcuların lüzumsuz tartışmasının boyutları aştığını ve Galatasaray'a pahalıya patladığını söyledi. Albayrak, işadamı kimliğiyle Türkiye ekonomisi hakkında da yorum yaptı.

İşte o röportaj...

GS SEVGİSİYLE YAŞIYORUM

- Galatasaray, Süper Lig'in ilk yarısını 29 puanla tamamladı. Neden beklenen başarıyı gösteremedi?
GS-FB karşılaşması bizim için talihsiz bir maçtı ve şanssız bir gündü.

2-0 öndeyken maalesef tecrübeli bir futbolcumuz sinirlerine hakim olamadı.

2-2 biten maçın ardından Belhanda ve Fenerbahçeli futbolcunun lüzumsuz tartışması boyutları aştı ve bize pahalıya patladı bu gerilim. Bu maç takıma ciddi darbe vurdu. Fatih Terim'e 10 maç ceza verilmesi bizi hem çok üzdü, hem de eksik bıraktı.

Erzurum maçında Emre Akbaba'nın yaşadığı sakatlık da bizi eksik bıraktı.

Bir diğer futbolcumuz Nagatomo'nun ise maçta aldığı darbeden dolayı ciğeri söndü. Nazar değdi Galatasaray'a. Çok uyumlu bir takımken, bir anda sekiz tane önemli futbolcumuzdan mahrum kaldık. Allah'a şükür ki Fatih Hoca alt yapıdan takviyelerde bulundu, takımdaki eksiklikleri giderdi. Son zamanlarda özellikle de Lokomotiv Moskova maçında çok güzel top oynadık mağlup olsak da. Takımı performansından dolayı soyunma odasında tebrik ettik.
Maç sonrası verdiğim demeç yanlış anlaşıldı, başka yerlere çekildi. Hatta konuşmak için bahane arayan insanlar bundan bir şeyler çıkarmaya çalıştı.

Bu durum da beni çok üzdü. Şunu herkes bilsin ki, Galatasaray mağlup olunca en çok üzülenlerden biri benim. İnanın tansiyonum fırlıyor, ellerim ayaklarım titriyor. Yenilgi sonrası demeç vermek çok zor. Vermesem de 'Kaçtı' derler, o yüzden zor olsa da veriyorum.

- GS sizin için ne ifade ediyor?
Galatasaray'ı ne kadar çok sevdiğimi bütün dünya biliyor. Galatasaray'sız mutlu olamam, onun sevgisiyle yaşıyorum. Bu sevgi beni her şeye motive ediyor. Eğer takım kötü giderse sağlığım bile kötü etkileniyor. Maçlardan sonraki ruh halime iyi bakılırsa bu görülür zaten. Şirketimde 11 bin çalışanım var ve hepsi Galatasaray'a olan bağlılığımı iyi bilir. 40 yıldır bu camiadayım ve tırnaklarımla geldim bu noktaya. Uzun bir dönem alt yapı yöneticiliği yaptım. Yöneticilik yaptığım dönemlerde şampiyonluk yaşadık.

İnşallah bu sene de şampiyon olacağız.

Galatasaray'da görev almadığım dönemlerde de kulüple iç içeydim.

'Görev aldığım zaman takım iyi olsun, görev almadığım zaman kötü gitse de olur' diyenleri ya da kulübü karıştırmak isteyenleri anlamıyorum. Zaten böyle düşünenler bence Galatasaraylı değildir.

- BJK maçı sonrası kulüpleri barışa ve birlikteliğe davet ettiğiniz için kendi camianızdan tepki gördünüz...
Allah çok sevdiğim kulübümde beş dönem çalışmayı bana nasip etti.
Çalıştığım dönemde kavgadan yana bir yönetici olmadım. Güzel diyaloglarla ilişkilerimi yürüttüm. O gün yaptığım konuşmada da bunu belirtmek istedim. 'Hep güzel izler bırakalım ve arkamızdan da hep iyi anılalım' demek istedim. En büyük arzum budur. Galatasaray'da kavgacı bir yönetici olarak anılmak istemiyorum.

Uzlaşmacı ve her şeyi konuşarak halletmekten yanayım. Ama ben böyle ılımlı konuşurken bir kulübün başkanı Galatasaray'ı yok sayan bir açıklama yapıyor. Kimse kimseyi yok sayamaz.

Biz büyük bir camiayız. En çok taraftarı olan kulübüz. Kimsenin bizi yok saymaya hakkı yok. Taraftarlarımız da, Galatasaray'ı yok sayan açıklamalar yapılırken hâlâ barıştan bahsetmemden dolayı tepki gösterdi. Ama ben bu uzlaşmacı tavrımdan vazgeçmek istemiyorum. Gerilen bu ortamı yine kulüp yöneticileri düzeltecektir.

Kulüpler Birliği Başkanı birleştirici olmalı ve kavgadan yana olmamalı.

HAYAL BİLE EDEMEDİĞİM YERDEYİM

- Şirketiniz taşımacılık sektörünün en büyüklerinden biri. Minibüs şoförlüğü yaparak başladığınız iş hayatınızda bu noktaya geleceğinizi hayal ediyor muydunuz?
İlk minibüsümü aldığımda sevinçten uyuyamamıştım. İlk otobüsümü aldığımda da aynı sevinci ve heyecanı yaşamıştım. Kolay değildi hiçbir şey. Çok çalışarak, emeğimle, tırnaklarımla kazandım tüm paramı. Bu noktaya alın terimle geldim. Onun için de dostların, hatırın ve mütevazı olmanın önemini aklımdan çıkarmıyorum.

Çıkardığım gün biterim. Ne iş hayatında, ne de Galatasaray'da bu noktaya geleceğimi hayal bile edemiyordum.

Şükürler olsun. Gençlere de çok çalışmalarını, dürüst olmalarını ve verdikleri sözleri tutmalarını tavsiye ederim.

ERDOĞAN'LA DOSTLUĞUMUZ PAZARA KADAR DEĞİL, MEZARA KADAR

- İş adamı kimliğinizle Türkiye ekonomisini değerlendirir misiniz?
Herkesin içi rahat olsun. 2019'da ekonomi çok daha iyi olacak. Bakın; Dolar ve Euro yükseldi ama sonra yine düştü. Döviz yükseldiği dönemde korkmadım, o zor dönemi atlatacağımızı biliyordum. Ülkeni, devletini ve halkını seveceksin ve güveneceksin. Başka Türkiye yok. Bunun bilinciyle hareket etmeliyiz hepimiz. Türkiye'yi çekemeyenlere inat biz böyle davranmalıyız. Başkan Erdoğan ülkemizin iyi olması için çok çalışıyor. Başkanımızı çok eskiden beri tanıyorum. Kendisi hem rahmetli babamın Rize'den dostuydu, hem de benim abim. Pazara kadar değil, mezara kadardır dostluğumuz Erdoğan'la. Ülkesi için gece gündüz demeden çalışıyor. Ben yıllardır ulaşım sektöründeyim; yakından tanık oldum Türkiye'deki ulaşım alanındaki hizmetlerine. Bakın; yollarımıza, köprülerimize, otobanlarımıza. Çok ileri bir noktadayız. Eskiden yurt dışına gittiğimde oradaki güzel yolları, otobanları kıskandırdım. Şimdi Türkiye'de yapılanlar birçoğundan çok daha iyi. Bu, beni çok mutlu ediyor.

ÇOCUKLARIMDAN ÖZÜR DİLİYORUM

- Minibüs şoförlüğü yaptığınız günlere dönüp baktığınızda neler hissediyorsunuz?
Para biriktirmek için su bile alıp içmeye çekinirdim. Çok tasarruflu davranıyordum. Günde 18 saat çalışıyordum. Saat 01.00'de servisim biterdi, 06.00'da yeniden çalışmaya giderdim. Hayatım boyunca bayram, özel gün demeden çalıştım. Rizeli olup da yüzme bilmeyen bir ben varım herhalde. 11 yaşımdan beri çalışıyorum. 17 yaşımda Almanya'ya işçi olarak gittim. Biriktirdiğim parayla minibüsümü aldım. Öyle çok çalıştım ki, çocuklarımın büyümesini göremedim. Gece gidip sabah çok erken evden çıktığım için yüzlerini bile göremiyor, onlarla ilgilenemiyordum. Çocuklarımdan özür diliyorum. Şimdi o günleri telafi etmeye çalışıyorum.

HAKEM KARARLARINDAN CANIMIZ YANDI

- Süper Lig'in ilk yarısında hakem kararlarına en çok itiraz eden isimlerden biri oldunuz...

Hakem kararlarından çok canımız yandı ilk yarıda. Konya maçında Serdar Aziz'e kırmızı kart verildi, hem de aleyhimize penaltı verildi. Bu maçta iki puan kaybettik. Hakkımız yendi. Galatasaray camiası olarak çok üzüldük


Kaynak:Sabah