Galatasaray'ın Hollandalı oyuncusu Nigel De Jong, kulüp dergisinin Ocak ayındaki sayısına verdiği röportajda, çocukluğundaki Galatasaray hatıralarından, Sneijder'le arasındaki ilişkiye kadar birçok konuda konuştu.
GS'nin sağ bekinden kimler geldi, kimler geçti...

Galatasaray Dergisi'ne konuşan Hollandalı orta saha, Galatasaray'ın 2000'deki UEFA Kupası zaferini hatırladığını ve doğup büyüdüğü mahallede herkesin Galatasaraylı olduğunu ifade etti.

¨Çocukken izlediğim Galatasaray maçlarını anımsıyorum. Özellikle 2000’de kazanılan UEFA Kupası serüvenini… O kadronun hepsini sayabilirim. Türkler maçları seyretmek için toplanıyorlardı. Kazanırlarsa arabalarıyla sokaklarda kutlama yapıyorlardı. Her zaman ‘Cimbom’ ismini duyabiliyordunuz. Benim mahallemde özellikle herkes Galatasaraylıydı. Annem hâlen aynı mahallede yaşıyor. Ben Galatasaray’a imza attığım an herkes çılgınlar gibi sevindi. ¨

“SNEIJDER’İN BAKMASI YETERLİ OLUYOR”

Sarı kırmızılıların bir başka Hollandalısı Sneijder'le olan ilişkisindeki samimiyeti de anlatan De Jong, yalnızca bir bakışla anlaşabildiklerini dile getirdi.

¨Wesley’in karakteri değişmedi. Mutlu, zaman zaman huysuz… Bunlar benim için de geçerli. Birbirimizi çok uzun zamandır tanıyoruz. Cevap vermem için sadece bakması yeterli oluyor. Bu da futbolda çok nadir görülen bir şey.¨

“RIEKERINK'LE 22 YIL ÖNCE TANIŞTIM”

32 yaşındaki orta saha, Jan Olde Riekerink'le de tam 22 sene önce tanıştığınıve o zamandan beri Hollandalı teknik ama büyük bir saygı duyduğunı söyledi.

¨Jan Olde Riekerink ile 9 yaşımdayken tanıştım. Tam 22 sene önce… O zamanlar belli sınırları olan bir antrenördü. Genç oyuncular ile çalıştığı için kurallara bağlıydı. Ona büyük saygı duyuyorduk.¨

“FENERBAHÇE MAÇI KIRILMA ANIYDI”

Ligdeki kötü gidişi tersine çevirmelerindeki kırılma anını Fenerbahçe derbisi olarak değerlendiren De Jong, o maçtan sonra takım içinde herkesin eteğindeki taşları döktüğünü belirtti.

¨Kırılma anı Fenerbahçe maçından sonra oldu. Derbi maçından sonra bunun olmasının nedeni kaybetmemiz değil, kaybederken nasıl oynadığımızdı. Bugünkü durumumuzdan farkımız ruh eksikti… Oturup takım içinde konuştuk. Birbirimizi yapıcı anlamda eleştirdik ve bu hepimiz adına çok faydalı bir sohbet oldu. Herkesin gerçekleri kabul etmesi gerekiyordu, o şekilde yola çıktık.¨