Antrenörlerin eğitimi(Jira)

Türk futbolundaki en büyük problem, neredeyse tüm sorunların kaynağı; eğiten ve yetiştiren pozisyonda olan antrenörlerin kendi eğitimlerinin yetersiz oluşu. Emrah Hoca Türkiye'de en genç Antrenör Eğitmeni diplomasını alan ve 'Tutor' belgesine sahip antrenör. Beşiktaş'taki görevinden önce de Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde Antrenör Eğitimi Yönetmenliği vazifesi üstlendi. Dolayısıyla Özkaynak Koordinatörü olarak en fazla üzerine eğildiği konu, altında çalışan antrenörlere eğitim vererek kalitelerini artırmaktı. Bu doğrultuda haftanın belirli günlerinde antrenörlere bizzat kendisi teknik-taktik anlamda saha eğitimi ve teorik eğitimler verdi. Bu teknik eğitimin yanına sosyal ve kişisel gelişim eğitimleri de eklendi. Konunun uzmanları tarafından antrenör ve diğer personel iletişim, beden dili, diksiyon ve psikolojik danışmanlık gibi konularda eğitime tabi tutuldu.

Sporda Çocuk Koruma Eğitimi projesini hayata geçiren ilk kulüp de Beşiktaş oldu. Altyapı antrenörleri bu konuda 32 saatlik sertifika programı aldı.

Tarama ve Seçme

Emrah Hoca göreve geldiğinde eldeki oyuncu malzemesi ciddi manada yetersizdi. Galatasaray, Fenerbahçe ve Bursaspor önemli potansiyelleri toplamıştı. Öyle ki Emrah Hoca göreve başladığı dönemde 1997 jenerasyonu 2011 yılında U15 Ligi'nde Fenerbahçe'ye 8-0 mağlup olmuştu. Beşiktaş'ın 1997 jenerasyonu daha sonra 2015 yılında hem Türkiye U19 şampiyonu hem de Süper Kupa şampiyonu oldu. Yapılan özverili çalışmalar sonrasında bilhassa 2002 ve daha sonraki yıllarda doğan jenerasyon için etkili ve potansiyeli yüksek bir oyuncu grubu oluşturuldu. U11-U12-U13 gibi kategorilerde başarılı sonuçlar alan jenerasyonunun değeri önümüzdeki yıllarda daha net anlaşılacak. Bu konuda son olarak ise tarama ve seçme konusunda '80 il 80 gönüllü scout' organizasyonu hayata geçirildi. Beşiktaş'a gönüllü olarak hizmet etmek isteyen seçilmiş futbolseverler illerindeki, ilçelerindeki, beldelerindeki, köylerindeki potansiyelleri bu organizasyon sayesinde Beşiktaş'a iletme fırsatı buluyor. Hatta bu gönüllü isimlerden bir kısmı İstanbul'a gelerek Emrah Bayraktar'dan izleyici antrenörlük ve yetenek tahlili eğitimi aldı.

Uluslararası Arena

Emrah Bayraktar'ın çok fazla önemsediği konulardan bir diğeri de oyuncuların uluslararası tecrübesi edinmesiydi. Zira uluslararası turnuvalara katılımın oyuncular üzerinde teknik, psikolojik ve sosyal anlamda birçok olumlu etkisi oluyor. Yeteneklerini uluslararası arenada majör takımların altyapı oyuncuları ile kıyaslama imkanı buluyorlar ve bu sayede özgüven kazanıyorlar. Bununla beraber farklı kültürlerle etkileşim içerisine girdikleri için sosyal kazanımları oluyor. Takım olarak da tanınırlık, bilinirlik ve göz önünde olma anlamında değerli bir husus. Nitekim göreve geldiğinde oyuncuların birçoğunun pasaportu dahi olmadığı ortamdan her yaş kategorisinde yüzlerce (F.Bahçe ve G.Saray'ın toplamından fazla) uluslararası turnuvalara katılan bir altyapı oluşturdu hoca. Hocanın göreve gelmeden önceki 2008-2011 yılları arasında yurt dışında yer alınan turnuva sayısı sadece 2'ydi. Bu turnuvalara katılımlarda kulübün kasasından bir kuruş para çıkmadı. Hepsi organizasyon yönetimleri tarafından karşılandı. Bu arenalarda boy göstermenin ve hem sportif hem de duruş olarak başarılı olmanın getirisiyle birlikte büyük bir teveccühle karşılaşıldı. Misal bu sayede geçtiğimiz sezon Avrupa Kulüpler Birliği'nin düzenlediği ve tüm dünyadan 200 takımın katıldığı Altyapı Semineri'ne Türkiye'den davet alan tek ekip Beşiktaş oldu. Ayrıca Almanya'nın dünyaca ünlü dergisi 'Fussball Training' 2015 Kasım sayısında Beşiktaş Futbol Özkaynak Düzeni'ne geniş yer verdi.

Sporcu ve Velilere Eğitim

Özkaynak Düzeni'ndeki futbolculara teknik eğitim dışında çeşitli konularda eğitimler verildi. Bunlar arasında yabancı dil ve diksiyon/kendini ifade etme eğitimi en önemlileriydi. Keza Beşiktaş'ta efsaneleşmiş futbolcular ile genç sporcuları buluşturarak onlarla söyleşi imkanı sunmak ve birlikte antrenman yapmasını sağlamak da oldukça etkileyici bir etkinlikti. Hatta bu organizasyonda BJK TV ile işbirliği yaparak hazırlanan 'Mevkidaş' programı TSYD'den ödül aldı.

Sporcuların ailelerine de belirli dönemlerde Sporcu-Antrenör-Ebeveyn İlişkileri, Ergenlik Dönemi ve Futbol, Sporcu Psikolojisi gibi konularda eğitimler verildi. Periyodik olarak ailelere yapılan ziyaretlerin de geri dönüşleri olumluydu.

Beşiktaş Futbol Özkaynak Düzeni'nde gerçekleştirilen bütün bu faaliyetler bir amme hizmeti niteliğinde konu konu ayrılarak kitapçık haline getirildi. Hem Türkçe hem İngilizce basılan kitapçıklar Türkiye geneline ve yurt dışında bazı ülkelere dağıtıldı. Bunlar:

1 - Sporcu - Ebeveyn- Antrenör İlişkileri

2 - Antrenör - Sporcu İletişimi

3 - Avrupa Futbol Akademileri

4 - Ergenlik Dönemi ve Futbol

5 - Öfke ve Öfke Kontrolü

6 - Gelecek Beşiktaş

7 - Davranış Kodları


Bu yayınların yanı sıra çok mühim kitapçıklar daha basıldı ve dağıtıldı. Resimli Türkçe-İngilizce Futbol Sözlüğü çok özgün bir yayın oldu. Her yaş kategorisi için ayrı ayrı oluşturulan antrenman müfredatı da kitapçık haline getirildi ve tüm Türkiye'ye dağıtıldı.

Bu yapılanlar ülkemiz standartları içerisinde değerlendirildiğinde vizyon gerektiren ve diğer altyapılardan farklı bir bakış açısıyla yaklaşılmış hususlar olduğu anlaşılan çalışmalar. Bunlar yapılırken hangi ortam ve imkanlar içerisinde yapıldı ona da bakmak gerek. Hem yapılan bu çalışmaların değerinin daha iyi anlaşılması hem de yapılması planlanıp da hayata geçirilemeyen projelerin sebeplerini ortaya koymak adına bu mühim. Sağlıklı bir altyapı sisteminin oluşabilmesi için olmazsa olmaz ve ilk kural fiziksel ortamın yani tesislerin yeterli ve modern olması. Peki bu konuda Beşiktaş'ta durum ne? Bir Beşiktaşlı olarak üzülerek söylüyorum ki bir altyapı tesisi yok. Evet mevcut yer bir tesis bir akademi falan değil. Orası soyunma odaları bulunan bir suni çim saha. Bu hali de yeni düzenlendi. Bundan önceki hali daha da içler acısıydı. Geçtiğimiz yıl ve ondan önceki yıllar buradaki zeminin durumu vahimdi. Burada altyapı maçları oynanamadı. Düşünebiliyor musunuz? Beşiktaş'ın kendi altyapı tesisinin sahasında maç oynanamıyor. Yani sadece A takım yaşamadı bu sıkıntıyı. Alt yaş grupları da Fulya'daki kötü zeminde maç oynayamadığı için göçebe gibi başka sahalarda maç oynadı. Maç oynanmasına izin verilmeyen o sahada idmanlar yapıldı. Zeminin kötülüğünden dolayı bir sürü genç sakatlık yaşadı. Oyuncuların bir dönem konteynerde soyunup giyindiği zaten herkesin malumu. Oyuncuların barındığı, vakit geçirdiği binaya doğalgaz yakın zamanda bağlandı. Bu fiziksel ortamdan ne denli özgün projeler geliştirirseniz geliştirin sağlıklı bir oyuncu üretimi mümkün mü? Neredeyse imkansız... Emrah Hoca'nın çok istediği iki şey vardı. Birincisi Özkaynak'ın Nevzat Demir Tesisleri'ne taşınması. Diğeri de altyapıdan mezun olup A takıma çıkma vakti gelen oyuncuların işlenmesi ve yukarıya adaptasyonu için bir geçiş takımı, bir ara takım modeli. İkisi de bence verimli bir Özkaynak Düzeni için olmazsa olmaz hususlar.

Emrah Bayraktar ile ilgili sosyal medyada yapılan birkaç yorumda "kaç senedir hiç oyuncu çıkmadı ya" tarzında paylaşımlar okudum. Bu minvalde yapılan yorumlar son derece sığ. Altyapının, akademinin görevi futbolcuyu teknik, fiziki ve psikolojik olarak eğitmek ve A takım idman havuzuna sokmaktır. Bundan sonrası A takım teknik ekibinin işidir. Oyuncuyu doğru zamanda, doğru strateji içerisinde, doğru rolde kullanarak işlemek onların görevi. A takım teknik ekibinin böyle bir tasarrufu ve derdi yoksa alt tarafta ne kadar doğru bir eğitim verirseniz verin bir anlamı kalmıyor. Beşiktaş'ın 2014-2015 sezonu 28. haftasında Erciyesspor'u ağırladığı maçta kulübede yer alan oyunculardan bir tanesi de Eslem Öztürk'tü. Dakikalar 80'i gösterdiğinde Beşiktaş karşılaşmada 5-1 öndeydi ve kullanmadığı 2 adet değişiklik hakkı vardı. Ve Eslem Öztürk ısınmaya dahi gönderilmedi... Daha fazla söze gerek yok sanırım.

Velhasıl-ı kelam Emrah Bayraktar eğitimi, donanımı, entelektüel birikimi, modern yaklaşımı ve özgün bakış açısı ile Beşiktaş için büyük bir değerdi. Bu değerden mahrum kalınmış oldu. Bir Beşiktaşlı olarak kendisine 5 yıl boyunca yaptıkları için teşekkür ediyorum. Türk futbolunun onun gibi futbol adamlarına ihtiyacı var.

Anıl Demirci