Serdar Ali Çelikler, Anadolu Efes Başantrenörü Ergin Ataman’ın Fenerbahçe düşmanı olduğunu ve Obradovic kompleksine sahip olduğunu dile getirdi ve “Her olayda da sen mi haklısın?” dedi.

İşte Çelikler’in değerlendirmeleri…

BASKETBOLUN G'ERGİN'İ

Banvit seyircisi ile kavga eder, düşünün Banvit seyircisi ile… Federasyonla atışır. Turgay Demirel'le küser barışır. G.Saray'ın başına geçer 2 sene sonra daha önce çalıştığı ve başarılar kazandığı Beşiktaş taraftarlarıyla dövüşür. Aşırı Fener düşmanı. Obradovic kompleksi ve F.Bahçe takıntısı zaten malum. Avrupa'dan bir tek teklif alamaz. Basketbolun G'Ergin'i, Efes'i bile gerim gerim gerip olay çıkarmaya teşne haline getirdi. Buna bir ‘dur' deme zamanı gelmedi mi?

KİŞİLERLE MESELEM OLMADI

Samimiyetle söylüyorum ki bu mesleğe başladığımdan bu yana kişilerle ilgili bir meselem hiç olmadı. O nedenle kişiliklerine-karakterlerine ya da davranış biçimlerine hiç takılmadım.

HEP SAÇMA BULDUM

Kişilerin yaklaşımlarına- performanslarına ve felsefi bakış açılarına odaklandım. O yüzdendir ki “Çok iyi insan ama…” ya da “Yaramaz adam ama…” gibi cümleler kurmadım. İnsanların yapıları bizi ilgilendirmez. Birini savunmak için “Çok iyi bir F.Bahçeli…” demeyi de saçma buldum hep. Aykut Kocaman'a bakış açım da hep bu şekilde oldu.

BUGÜNE KADAR HEP BÖYLEYDİ

Bana göre iyi bir futbol adamı, başarılı bir teknik adam ama ‘Büyük Takım'; ‘Büyük Camia' yönetecek hasletlere sahip değil. Bugüne kadar çizdiğim profil hep böyle oldu.

BAŞAKŞEHİR MAÇINI ÖVDÜM

Yalakalıktan başka bir şey bilmeyen, felsefi tartışma yapamayan, yabancı hocaya şahin, yerli hocaya güvercin kesilenlerin beni anlamasını beklemiyorum zaten. O nedenle Kocaman'ın Başakşehir maçındaki mükemmel taktik başarısını sonuna kadar övdüm. Bu zamana değin Alanya deplasmanı-Beşiktaş maçında 10 kişi kalınana kadar, 2-2 berabere biten Gençlerbirliği maçı ve Başakşehir maçlarında çok beğendiğim takımı ve hocayı övdüm.

DIEGO SIMEONE GİBİYDİ…

Başakşehir maçında adeta Diego Simeone'nin Atletico'sunu izler gibi oldum. Müthiş bir konsantre ile top kapma iştahı, takım bütünlüğü ve daha da önemlisi rakip kovalamayan Arda'nın zaafından yararlanmak için sağ beke verilen ekstra hücum taktiği şahaneydi.

TAKTİK DAYAK ATTI!

Kocaman, meslektaşına taktik dayak attı. Buraya kadar tamam. İşte felsefi bakış farklılığımız burada başlıyor. Kocaman'a ve takımına Başakşehir deplasmanında-G.Saray ve Beşiktaş maçlarında güvenirim. Ama misal Alanya ya da ne bileyim Kayseri deplasmanında güvenebilir miyiz? F.Bahçe göre daha kuvveti düşük takımlara karşı hem Valbuena ile hem de Giuliano ile aynı anda oynayamaz mı?

YAKLAŞAN DERBİLERDE GÖRECEĞİZ

Kapanıp topu sana bırakan takımlara karşı ‘açma' sıkıntın varken bu tür maçlarda bile hala nakıs Aatif ile oynamanın bir manası var mı? İşte ayrıştığımız temel noktalardan biri bu. Yaklaşan derbilerde oyun anlamında Kocaman'ın takımına güven tam, ama ya diğer maçlar? Onlarda da bir zihniyet değişimi olmalı diye düşünüyorum. Göreceğiz ve değerlendireceğiz.

ARDA'YA BAĞIMLI TAKIM ANCAK 4. OLUR

Başakşehir ve Avcı benim şampiyonluk favorimdi. Taa ki Arda Turan transferinin gereğinden ve vaktinden önce kadroya girmesine kadar. F.Bahçe maçında görüldü ki o akışkan zımba gibi takım gitmiş, Arda ve İrfan gibi statik oyuncular takımına dönüşmüş. Uzatmadan söyleyeyim, ligin ilk yarısındaki Başakşehir, Arda Turan'a bağımlı bir takıma dönüşürse ligi 4. bitirir.

CANER'DEN ÖZÜR DİLEYİP…

Dediniz ki “Hakemin görmediği, dolayısıyla raporlayamadığı hallerde biz de küfre ceza vereceğiz.” Caner'e de 6 maç ceza verdiniz. Sonra ne Emre'ye ne de Volkan'a 2 maç bile veremediniz. Bence Caner'den özür dileyin ve bu kuralı kaldırın.