Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, Moldova maçı öncesi oyuncularına Sunay Akın’ın, Çanakkale ile ilgili ‘Morfin’ isimli öyküsünü izlettirdi. Milli Takım, Moldova’yı dörtledi! Peki tüyleri diken diken eden bu öykü nasıl? Sunay Akın’ın ağzından dinleyelim: Çanakkale’de siperlerde en değerli şey cephane değil; morfin, ağrı kesiciydi. Bir sıhhıye çadırı kuruldu. Çadırın önünde bir masa var. Masanın başında bir doktor. Her yaralı, önce o masaya yatırılıyor. Doktorun görevi; yaralının kurtulma olasılığını belirlemek. Doktor sadece şansı olanlara morfin yapıyor, diğerleri ölüme terk ediliyor. 

YALVARIRIM BANA YARDIM EDİN

Ölecek olanların da ağrı kesiciye ihtiyacı var ama yapamazsınız. Morfin az. Doktor masanın üstüne konan ve yaşama ihtimali bulunmayan yaralılara bakıp, ‘Bunu kaldırın’ ya da ‘Bunu ameliyata alın’ diye talimat veriyor. Bu sırada bir asker daha geliyor. ‘Yalvarırım yardım edin’ diyor. Ağır yaralı. “Bunu kaldırın’ diyor doktor. O anda yaralı askerden bir ses... “Baba!” Doktor o ana kadar enjektör olan elini göz seviyesinde tutuyor. Yaralılarla yüz yüze gelmemek için... O an elini aşağıya indiriyor. 

OĞLUNUN ÖLDÜĞÜNÜ GÖRÜYOR!..

Baba sözcüğünü duyunca, bakıyor ki öz oğlu, evladı. Yaralı, “Baba beni tanımadın mı?” diyor. “Baba yardım et” diyor. Herkes doktora bakakalıyor. Elinde ağrı kesici. Doktor sıhhıye erlerine dönerek diyor ki, “Bunu gölge bir yere kaldırın...” Ve o doktor birkaç saat sonra görevini bir başka hekime devredip, ölüme terk edilen yaralıların olduğu bölüme gidiyor ve oğlunun ölmüş olduğunu görüyor. O morfini ona yapmıyor. Çünkü biliyor ki ameliyat edilse bile yaşayamayacaktı. Onun görevi, morfini sadece yaşama ihtimali olan yaralılara kullanmaktı.




Kaynak:Akşam