Fenerbahçe,uzun bir aradan sonra Fenerbahçe gibi oynadı.



Rakip Başakşehir Fenerbahçe'nin stresli olacağını, çekinerek oynayacağını tahmin etmişti, hafta içinde de basına yansıtılan Giuliano sakat ve riske edilmeyecek haberleri, ki bu çok akıllıca bir stratejiydi, Abdullah Avcı'yı ava giderken avlanan durumuna düşürdü.



Ben teknik adam değilim haddimi de bilirim salt iyi bir izleyici olarak gözlemlerimi yazıyorum..



Fenerbahçe 4-4-2 oynarken dikkat ederseniz Volkan Babacan ile bugüne kadar oyun başlatan rakibe, bu imkanı vermedi sahanın her yerinde bastı maçın genelinde top kaybedildiği yerde defans yapıldı.



Takım olarak inanmanın neler getireceğini başta oyuncular ve taraftarlar ( zaten biliyorlar ve uzun zamandır haykırışları da hep bu yüzdendi.) yeniden yaşadılar. Lig uzun bir maraton sakatlıklar, kartlar, mod düşüklüğü gibi faktörler var ve doğal amma velakin uzun yarışları taşımak kolay değil istisnalar haricinde başta hızlı giden takımlar büyük camia olma tecrübesine sahip olmadıklarında nefes yettiremiyorlar ben bunu şu an Başakşehir halen liderken söylüyorum...



Tekrardan maça dönücek olursak, Avcının Fenerbahçe'den beklediği distres, östres olarak karşısına çıktı yani pozitif stres. Bu tarz bi stres faydalıdır konsantrasyonu, performansı artırır başarı getirir bunu birçoğumuz girdiğimiz sınavlarda zaman zaman yaşamışızdır. Maçın son üçte birlik diliminde Avcının aldığı riskleri, stoperi çıkartması forvete adam alması karşısında normalde geriye yaslanması farzedilen Fenerbahçe'nin Aykut hocanın alışılmışın dışında Volkan Babacan'dan başlıyarak önde basması müthiş bir cevap ve takdire şayan bir hamleydi...



Bize düşen pozitif enerjilerimizle takımı desteklemek ve şampiyon olmak,seçimlerde hangi adayı desteklersek destekleyelim bölünmeyelim neticede kim kazanırsa Fenerbahçe'nin başkanı o olacaktır, geçen Sayın Ali Koç'u dinlemiştim buna benzer şeyler söylemişti hoşuma gitmişti...



Sevgiyle kalın...



Hakan Bilal Kutlualp

- - - -