"HAKİM OYUN TARZI, KARMA OYUN"

- Yıllardır dünya futbolunda egemen oyun anlayışı Barcelona ve ardından Real Madrid'in oldu. Bütün dünyada takımlarını da etkilediler. Şimdi ise Manchester City ve Liverpool sanki bu rolü üstlenecekler gibi. Bu yorumu ve rekabeti nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Karma oyun şu anda bence futbolda hakim olan oyun tarzı. Pas oyunuyla birlikte direkt oyun -Direkt oyundan kastım baskıyla kazanılan toplardan sonra oynanan direkt oyun- artık iç içe. Fizik gücü çok öne çıktı artık takımlarda. City-Liverpool maçını izlediğiniz zaman da bunu net bir şekilde gördük. Şöyle bir adım daha geriye gideyim. Rakamlar yanlış olabilir süre açısından. Barcelona 25-30 yıldır özellikle Cruyff'tan sonra dünyaya bir oyun dikte etti ve hiç kimse bu oyuna karşı bir çözüm bulamadı. Barcelona bunların karşısında çok kupalar kazandı. Yeri geldi kaybettiği de oldu ama o oyuna hiç kimse uzun bir süre karşı koyamadı gerçek anlamda. Özellikle İspanyol futbolunun üzerinden gidersek ki son yıl yıla futbolda damga vurdular kupa ve maç kazanma konusunda.

İspanyol futbolu hakimdi futbola. Real Madrid'de dünyadaki en önemli starları alarak bir starlar kurgusuyla buna cevap vermeye başladı. Bazen şampiyonluklar, kupalar aldı elinden ama oyuna asla cevap veremedi. Oyun hep Barcelona'nın kendi oyunu oldu. Ve Barcelona'nın oyunu böyle sürerken insanlar da merakla biz bu oyunu nasıl durduracağız diye düşünmeye başladılar. Son dönemlerde, son 5-6 yılda özellikle buna odaklanıldı ve bu oyunu durdurmayı başardılar. Ön tarafta daha 1. bölgeden itibaren baskıyla karşılık vererek bunu başardılar. Barcelona kendi içindeki devinimle buraya gitti. Ayrıca takımlar da onları durdurmanın yolunu buldu. Artık daha fizik gücü yüksek daha birbiriyle bağlantısı kuvvetli oyunla Barcelona'nın iki stoperi ve merkezde Busquet ile oluşturduğu hegemonyayı kıran yere sert baskılarla gitmeye başladılar her şey pahasına ve burada bir çözülme oldu."

"MANCHESTER CITY-LIVERPOOL MAÇINDA SAHADA OLMAK ÇOK İYİ OLURDU"

"Şimdi buradan City-Liverpool maçına geliyorum. Şimdiki oyun, bugün dünyadaki oyun daha fazla karma oyun oldu biraz önce söylediğim gibi. Önce direkt ve sert baskı, City-Liverpool maçı bugün dünyanın 1. sınıf en önemli maçıydı. Çok pozisyon var mıydı, var diyemeyiz. Ama öyle bir şiddet vardı ki maçta yani fiziksel şiddet, zihinsel şiddet, ruhsal şiddet... City topu alırsa Liverpool biliyor ki iki stoperleriyle merkezdeki oyuncularıyla topu alıp 2. bölgeye yerleşirlerse topu almak çok zor. Bizi koşturmaya başlayacaklar ve bekleyecekler. Ve bu arada neyle karşılaşacaklarını da bilmiyorlar. İkincisi Manchester City de aynı şeyi biliyor. Liverpool, Manchester City'ye göre daha sert bir takım.

Yani fiziksel kapasitesi daha yüksek ama Manchester City daha uyumlu bir takım. Liverpool da artık o direkt oyunu oynamıyor sadece. Önce baskı, direkt oyun, olmazsa yerleşip set oyununa doğru çeviriyor oyununu. Şimdi City de biliyor Liverpool topu alırsa 5 dakika topun arkasında kalacak. Şimdi soğuyorsun oyundan. Ki o ritmi oluşturan iştahlı hareketlerin azalmaya başlıyor. İki takım da rakiplerinin nereden oyuna başlayacaklarını ezberlemişler. Oyuncular da ezberlermiş ve bunları unutmuyorlar sahada. Hangi takım topu kazanırsa öbürü direkt baskıya giderek oynatmamaya çalışarak ama oynamak için oynatmaya çalışarak muazzam fizik ve taktik gücü yüksek karma oyun oynadılar. Müthiş bir görsel vardı. Yani orada sahada olmak çok daha iyi olurdu ama televizyon başında bile bugünün futbolunun nereye gittiğini gösterdiler."

"ÖNDE BASIN' DENDİĞİNDE BASILMIYOR"

"Bugün dünyadaki oyun rakibe kuvvetli baskı, kaptığın toplarla birlikte kombine baskıdan başlıyor. Onu da şuraya çevirmemek lazım. Aman önde basıyorlar gibi basitleştirmemek lazım. 'Önde basın çocuklar' denince basılmıyor yani. Öyle olmuyor futbolda böyle bir şey yok. Bir güçtür bu. Organize bir güçtür bir de. Yani 3 futbolcunun basmasıyla değil artık 10 kişiyle hatta kaleciyi de katıp 11 kişiyle baskı yapılıyor. Herkesin nereye gideceğini hesaplaması lazım. Rakibin ne yaptığını bilmen lazım. Rakip yarın senin ezberinin dışına çıkarsa ne yapacaksın? Ona doğru da kafanda çözümlemeler üretmen lazım. E önde bassınlar. Basalım tamam. E rakip antrenör de şunu söyleyemez mi? 'Önde bastırmayın arkadaşlar' E o zaman o da onu söyler değil mi bir cümleyle anlatırsak eğer. Önde basanla, bastırmayanın maçı olur.

Bu iş önce şiddetli kombine baskı, 10 kişilik baskı, kazandığın toplarla direkt sonuca doğru gidiş, olmadığı zaman ikinci bölgeye set oyununa yerleşme, set oyununda rakibin dengesini bozacak hızlı geçişler yapmak ama bu arada da devamlı 3. bölgeye girişleri aramak. Şimdi bütün takımlar artık bunu oynuyorlar. Bunların arasındaki fark nerede? Bunları daha iyi yapabilenler, ezberi daha kuvvetli olanlar, aynı zamanda topu ben alıp dönerken saniyenin 3'te 1'inde bunu yapıyorsam sen 4'te 1'inde bunu yapıyorsan sen daha avantajlı oluyorsun. Maçtaki farkı bu belirliyor. 10 defa aynı hareketi yaparken ben topu alıp döndüm, topu arkadaşıma geçirdim zaten atak oluyor. Ama ben topu alırken biraz durdum o ara arkadaşıma baskı yaptılar atamadım döndüm diğer tarafa bu sefer. Aradaki farkı da bu yaratmaya başladı. Daha teknik oyuncular. Dünyadaki oyunu kaba haliyle ancak bu şekilde anlatabilirim. Çok güçlüler, çok hızlılar, çok beraberler. Yani birisi giderken 2 kişi beraber gitmiyor oraya. Arkasından 8 kişi de pozisyonları kapayarak geliyor oraya."

"SAHA ÖLÇÜLERİ GİBİ RADİKAL DEĞİŞİKLİKLER OLMADIĞI SÜRECE FUTBOLUN GİDECEĞİ YER BELLİ"

-Futbolun geleceğinde neler var? Futbolun geleceğinde neler konuşulur?

"Bir kere hayatın kendisi gibi futbolda hızlanıyor. Oyunun hızlanmasında ana faktörler ne? Sahalar artık çok düzgün, topun hızlı akışı var. Hızlı akan topu daha kolay kontrol eden, kontrol ettiği topu daha kolay aktaran teknik oyuncular daha fazla ortaya çıkmaya başladı. Bu arada şunu söylemek isterim. Her nesilde olduğu gibi bir nostalji yapılır. Her nesil bir önceki nesilden daha iyi. Bugünkü oyuncular çok daha öndeler. Çok kolay hareket ediyorlar. Daha güçlüler, daha dayanıklılar, daha teknikler, daha odaklılar... Bunlar oyunun daha da hızlanmasını getiriyor. Yarın 100 metreyi daha hızlı koşan oyuncular olmaya başlayacak. Sahayı genişletmediğiniz sürece. saha ebatlarıyla oynamadığınız sürece futbol buraya gidecek. Ancak bu tarz saha ölçütleri gibi değişiklikler yaparsanız köklü değişikler başlayabilir oyunda. Onun dışında taktik varyasyonların hepsi yapıldı. Dizilişlerin hepsi yapıldı. Forvetler evrildi. Yeri geldi irileşti, yeri geldi küçüldü, yeri geldi hızlandı. Kenar oyuncuları önce uzatıldı, sonra kısaltıldı sonra daha hızlı yapıldı. Her şey hemen hemen yapıldı. Değişecek tek şey oyunun hızını daha da attıracak fiziksel ve teknik kaliteye ulaşmış futbolcular. Bunları daha hızlı yakalayanlar, daha organize edenler hep rol alacaklar."

"ARTIK BİLİMDEN DAHA ÇOK YARARLANIYORUZ"

- Futbolda bilim yerini ve etkisini oransal olarak söylemek mümkün mü? Bu etkiyi nasıl anlatırsınız?

"Bunun yüzdesini vermek çok zor. benim ilk antrenörlük kursuna gittiğimde duyduğum ilk cümle "Futbol bilim değildir, bilimden faydalanır' oldu. Ama o günün şartlarında bilinenler daha azdı. Bugün bilenenler daha fazla, mesela çok koşuyordu diyorlardı insanlara... "Bu takım çok koşuyor" cümlesi çok muğlak bir şeydi. Bugün ama çok koşmanın ne olduğunu biliyoruz. Bir bakıyoruz bir takım 112 km koşmuş, diğer takım 105 km koşmuş. Arada 7 kilometrelik fark var. Bu da neredeyse bir futbolcu eder. Bunun sahada yarattığı sonuçlar neler oluyor? Sorun olduğu bölgeye, topu taşırken istasyonları daha kolay buluyorsun. Top onlardayken istasyonları daha çabuk kapatabiliyorsun. Dolayısıyla böyle bir parametre daha bilinir hale geldi. Dolayısıyla futbol bilim değildir. Ama bilimden yararlanırdan, bilimden daha fazla yararlanıra doğru gitti. Şu andaki gidişatımız bilimden daha da fazla yararlanabiliceğini gösteriyor. Çünkü biraz evvelki sözlerimle bağlantı kurabilirsin aslında. Esas olan şu; benim dünyamdaki değişkenden bahsederken sahanın bugünkü fiziksel koşulları kaldığı sürece değişen tek şey oynayan insanların bu oyunu oynarken o topu hızlandırma kaliteleri belirleyici olacak. Dayanıklıkları, daha fazla koşmaları, daha hızlı olmaları, daha hızlı düşünmeleri ve duygusal olarak da bir takım zorluklara karşı daha dirençli olmaları takımlar arasındaki farkı belirleyecek."

"BEN ALAYLIYIM AMA EKİBİM HER ŞEYİ BİZE ANLATIYOR"

"Şimdi buralarda insanı biraz daha tanıyan bilimin etkisi daha da artacak. Bugünden itibaren insanı daha çok tanındıkça ve bu tanımaların sonunda bir takım meşru yüklemeler -bunlar antrenmanlar olur, ilaçlar olur- insanlara yapıldıkça bilimin etkisi daha da artacak. Ama bugün için bunu yüzdesel olarak söylemeyiz. En azından o bilimsel bakış açısına yakışmaz diye düşünüyorum kendi açıma. Bu konuda şunu da söylemek istiyorum. Ben bu konuda alaylıyım. Futbolun içinden gelmiş biriyim ancak beraber çalıştığım ekip bu işteki ne oluyoru, bilimsel şekilde anlayıp bize anlatan, her gelişmeyi takip edip bizim de yakalamamızı sağlayan bir ekibim var."

"KONYASPOR LİGDE SÖZ SAHİBİ OLACAK"

- Konyaspor'daki durum ve hedefleriniz nedir?

"Benim kişisel olarak iddialı bir kişiliğimin olmasının ötesinde konuşmak lazım Konyaspor'u... Konyaspor Türk futbolunda ne yapabilir? Sonra biz Konyaspor'da ne yapabiliriz gibi bir yol izliyoruz. Yıllardır tüm kulüpler için söylediğim bir şey vardı "Böyle giderse duvara çarpacağız" diyordum. Bunu söylerken artık herkes duvara çarptı. Bugünün dünyasında esas gücü belirleyen unsur ekonomi. Paran varsa oyuncu alabiliyorsun, oyuncuyu gönderip yerine daha iyisini getirebiliyorsun. Veya elindeki oyuncunun verimliliğini artırıyorsun. Ben söylemek istemesem de bu konuyu sevmesem de ekonomi çok önemli. Büyük kulüpler büyük problemlerle karşı karşıya...

Geçen yılla başlayan dönüşüm, bu yıl biraz daha olacak. Çünkü büyük takımlar daha da hırpalanacak. Dolayısıyla aradaki makas azalmaya devam edecek. Makas daraldıkça bu ligde söz sahibi olacak takımlar var. Bunlardan biri tartışmasız Konyaspor. Bir kere şehir çok istiyor. Gerçekten istemek başarmanın ana unsurlarından biri. Bize karşı muazzam bir teveccüh var. İki kez Avrupa'ya giden ve kupa kazanan bir takımın önce yakınına doğru gelmeye çalışacağız. Konyaspor benim dönemimde 66 puan almıştı. Şimdi biz Konyaspor'u her yıl ortalama 51 puan alan bir takım haline geçirmeye çalışacağız. 51 puan bu ligde iki maçtan birini kazanmak demek. Bu kudreti yakalayabilirsek bir adım daha atabiliriz. İşte o zaman ilk üçün içine yuva kuran bir takım olabilirsiniz. Başakşehir'in yaptığı gibi... Bunu yapabilecek bilgimiz becerimiz ve potansiyelimiz var. Bütçemiz diğer takımlara göre nispeten daha iyi. Bunun için doğru oyuna ihtiyacımız var. Kazanma odaklı oynayacağız, korner organizasyonundan taç atışına oyunu başlatma şekline kadar en doğruları yaparak yükselmeye çalışacağız."

ESKİ KADRO UYUMLU, BU KADRO HIZLI"

"Bıraktığım kadronun son hali bugünkü takımdan daha uyumluydu. Bu kadro ise daha hızlı. Takımın yarısı yeni oyuncular. Bunun bir adım daha ötesine geçecek umudu veriyor."

"TRANSFER KAPANDI"

"Sadece bir transfer yapacağız. Sol bek bölgesine onu da aldık. Rijeka'nın oyuncusu Zuta... Makedon oyuncu. Tanıdığımız bir oyuncu. Eksikleri tespit edip böyle bir hamle yaptık. Şimdi kadroda doğru yapıyı oluşturacağız. 1 tane sol ayaklı stoperimiz var, 5 tane sağ ayaklı stoperimiz var. Orta alanda aynı bölgeye yığılmış oyuncular var. Beklerde alternatif yoktu. Bunları çözmeye çalışıyoruz."

"YÖNETİM BANA GÜVENİNİ GÖSTERİYOR"

"Yönetimin bana ve ekibime bakış açısını anlamanız için bizim otelde 1 hafta kalmanız lazım! Bana güvenlerini gösteriyorlar. Hiçbir sıkıntımız yok. Şehir kadar onlar da daha yukarıyı istiyor."

Kaynak: Habertürk