Zaman Gazetesi'nin derlediği habere göre; bir buçuk milyarlık Çin, futbola yaptığı yatırımlarla ve flaş transferlerle dünyanın gündeminden düşmüyor. Devletin de kulüplere destek vermesiyle adeta ülkede transfer çılgınlığı yaşanıyor.  

Demba
 Ba'nın Çin'e transfer olmasıyla Türkiye gündemine giren bu dev ülke, futbol takımlarımızın da gelir kaynağı oldu. Kısa bir süre önce Trabzonsporlu Stephanne M'Bia'yı 6 milyon Euro'ya transfer eden Çin Süper Ligi ekiplerinden Hebei China Fortune, önceki gün de Beşiktaş'tan Ersan Adem Gülüm'ü 7 milyon Euro'ya kadrosuna kattı.

Zenit'in forveti Hulk'a 100 milyon Euro bonservis, Yaya Toure'ye ise yıllık 40 milyon Euro maaş teklif edilmesi dudak uçuklattı. Futbol dünyası Çin pazarını tartışır hale geldi. Daha önce birçok dünya yıldızının bu coğrafyanın yolunu tutması ödenen paraların kaynağını da sorgulattı.

Yıllarca şike ve futbolda yaşanan yolsuzluklarla boğuşmak zorunda kalan Çin, son birkaç yıldır bu imajı ortadan kaldırmak için sistemli olarak çalışmalara başladı. 10,3 trilyon dolara yaklaşan gayri safi yurtiçi hasılasıyla ABD'den sonra dünyanın en büyük ikinci ekonomisine sahip Asya temsilcisi, ekonomi, sanayi ve bilimde gösterdiği ilerlemeyi yeşil sahalara da taşımayı hedefliyor. Devlet, futbolda da gelişme sağlanabilmesi için farklı politikalar uyguluyor. Bu kapsamda kulüplerin yatırım yapmalarını destekliyor ve teşvikte bulunuyor. Kulüpleri satın alarak ya da sponsorlukla maddi kaynak sağlayan dev bütçeli holdingler Çin Futbolunun lokomotifliğini üstleniyor.




TARAFTAR ARTTI, YAYIN GELİRLERİ YÜKSELDİ


Takımlar, genellikle dünya çapında tanınmış oyuncuları kadrolarına katarak kaliteyi yükseltti. Böylece ülkede futbola ilgi her sene daha da arttı. Seyirci ortalaması 20 bin kişi dolaylarına ulaşarak statlar Avrupa'daki doluluk oranına yaklaştı. İlginin artmasıyla yayın gelirleri de yüksek seviyelere çıktı. 2015'te yerel kanalların 9 milyon dolara aldığı yayın ihaleleri transferler sonrası önümüzdeki 5 sezon için 1,25 milyar dolara satıldı.

HEDEF KORE VE JAPONYA'YI GEÇMEK

Çin'in bir diğer hedefi de bölgesel rekabette oldukları Kore ve Japonya'yı yakalamak. Ancak bunun hemen gerçekleşmeyeceğinin de farkındalar. Yetkililer, amaçlarına ulaşmak için uzun vadede reformlar yapmaya devam ediyor. Yıldız oyuncuların transferi sonrasındaki aşama ise birçok teknik adamı getirerek ülke futbolu'nun bir bütünlük içinde yükselmesini sağlamak.

 MİLLİ TAKIMDAN MEMNUN DEĞİLLER


Tüm bu yatırımlara rağmen milli takım bazında başarının elde edilememesi en büyük eleştiri konusu oldu. 2002'deki Dünya Kupası'na katılmaları futbollarının zirvesiydi. Ancak Türkiye'nin de yer aldığı grupta, gol bile atamadan turnuvayı tamamladılar. Sonrasında ise hem Asya Kupası'ndaki başarısızlıkları hem de Dünya Kupası'na katılamamaları memnuniyetsizlik doğurdu. Bu sebeple altyapıya yönelik çalışmalar da gerçekleştirildi. Takımların başına da dünyaca ünlü teknik adamları getirerek genç futbolcuları yetiştirme yolu seçildi.

OYUNCULARA ÖDENEN RAKAMLAR YÜKSELDİ

Çin'in futbol piyasasına hızlı girmesi ekonomik olarak dünya futbolunu da etkiledi. Daha önceleri Rus oligarkların ve Arap sermayesinin öncülüğünde başlayan yüksek ücretli transferler Çin'e geçti. Bu durum Avrupa futbolunu da etkiledi. Oyunculara ödenen bonservis fiyatları uçuk rakamlara ulaştı. Maaşlar ise birkaç milyon Euro'yu geçti. Cazip rakamlar, Çin'e gitmeyi hiç düşünmeyen oyuncuları bile cezbetti. Son olarak Beşiktaşlı Ersan Gülüm Siyah-Beyazlılardan 1 milyon 250 bin Euro alırken yeni takımı ise kendisine 3 yıllık 10 milyon Euro verecek.