Galatasaray, Hapoel Jerusalem karşısında zaman zaman zorlansa da hem savunmada, hem hücumdaki Sinan Güler'in olağanüstü performansı ile 87-79 galip geldi ve Eurocup'ta 3'te 3 yaparak liderliğini sürdürdü.

Sinan Güler 19 sayı, 7 asist, 2 ribaund, 2 top çalma ile oynadı, Blake Schilb, Vladimir Micov ve Caleb Green de 15'er sayı attı. Üç sayı bölgesinden Galatasaray 16/31 (Blake Schilb 3/4, Errick McCollum 0/2, Vladimir Micov 3/55, Caleb Green 4/8, Sinan Güler 5/8) isabet (yüzde 51) isabet buldu, 17 asist üretti.

McCollum yerine Schilb'i monte ederek Sinan - Schilb - Micov gibi top hakimiyeti ve boy uzunluğu olarak yüksek bir beşle sahaya çıkan Galatasaray, hücumda ikili oyunları akıcı bir şekilde oynadı ve top sirkülasyonunu hızlı yaparak doğru atışları sürekli buldu. Efes maçındaki Sinan - Schilb - Micov üçlüsü takımın set oyunlarını doğru ve etkili oynamasında en etkili üçlü. McCollum ise burada başlatan oyuncudan ziyade bitirici konumda olursa Galatasaray'ın daha verimli hücum edebileceğinden bahsetmiştik. İlk periyod itibariyle de McCollum oyuna girene kadar Galatasaray çok akıcı bir oyun ortaya koydu ve savunmada da Janning - Eliyahu ikili oyunlarında sürekli olarak Eliyahu'yu boyalı bölgede karşılamayı tercih etti. Çeyrek sonunda Hapoel alan savunmasına dönse de ikili oyun oynandığı sırada McCollum'a tepede show-up getiren bir mantıkla hareket etti ve Galatasaray'ın hızını bir nebze olsun keserek ilk periyodu 33-22 geride kapattı.

İkinci periyodda Galatasaray rotasyona giderek McCollum'un organizatörlüğünde bir beşe döndü ve Efes maçında olduğu gibi sıkıntılar tekrar baş gösterdi. Dorsey'in de Lasme yerine oyuna girmesi ve ikili oyun savunmalarında show-up tercihi ile birlikte zaman zaman switch mantığını gördük. Ancak hücumda ilk periyodun aksine akıcı bir oyun ortaya koyamayan Galatasaray'ı izledik. McCollum çok hızlı yön değiştirebilen ve şuta çok hızlı kalkan bir oyuncu ancak Galatasaray'ın setlerini uygulamakta ve uzunlarla arasındaki iletişimde bir sorun olduğunu görmek zor değil. İkili oyundan sonra rakip show-up yapınca topu boştaki oyuncuya geçirme konusunda sıkıntı yaşıyor ve elinde tutarak rakibin savunmaya dengeli şekilde tekrar oturmasını sağlıyor. Böyle olunca da bire bire daha fazla dayalı bir Galatasaray gördük. Bire birlerin haricinde de Dorsey'in fiziksel gücünü kullanarak alçak posttan sayı üretmeye çalışması Galatasaray için ikinci opsiyon oldu. Hapoel hücumda tempolu ve topu hızlı çevirerek kontrolü eline geçirse de 45-39'luk skorla devreye geride gitti.

Üçüncü çeyrekte hücumda Micov'u bitirici konumuna getirip köşelerden ceza atışlarını kovalayan bir Galatasaray izledik. Micov'a iki kez sağ, iki kez de sol dip köşede pozisyon yaratan Galatasaray buradan istediğini alamadı ve bununla beraber hücumdaki ritmini kaybetti. Savunmada ise Donta Smith ve Eliyahu'yu durdurmakta zorlandılar. Özellikle Donta Smith gibi sayı, asist ve ribaund alanlarında etkin olan bir 3 numara, sırtı dönük ve yüzü dönük oyunu olan bir 4 numara ciddi sıkıntı yarattı. Galatasaray hücumdaki tıkanıklığı ise Caleb Green'in üç sayılık atışları ile gidermeyi başardı. Green'in özellikle koşarak geldiği zamanlarda topla buluşunca daha yüzdeli attığını söyleyebiliriz. Bu nedenle Galatasaray uzunlarını koşturduğu zaman daha etkili oldu ve üçüncü çeyreği 62-54 önde kapadı.

Son çeyrekte Galatasaray adına Sinan Güler resitali izledik desek yanılmayız. En kritik topları ve ceza şutlarını sokarak takımı her zaman rahatlattı ve oyunun içinde tutmayı başardı. Savunmada da Sinan'ın tuttuğu oyuncu üzerinden oynanan ikili oyunlarda önce uzuna top inmemesi için tepeye çıkmayıp, perdenin altından geçti ve ardından dışarı açılan uzuna pas gittiğinde de 4 numara Caleb Green tepede el göstererek rakibi bozmaya çalıştı. Ergin Ataman'ın son çeyrekte yine Sinan - Schilb - Micov üçlüsüne dönmesi de galibiyeti getiren önemli bir hamleydi ve 87-79 kazanan Galatasaray grupta 3/3 yaparak liderlik yolunda ciddi bir avantajı da eline geçirmiş oldu.(Basketfaul)