İşte Süper Lig ekibi Beşiktaş'ın Optik Başkanı Mehmet Işıklar'ın hayatı...

Asıl adı Mehmet Işıklar, Beşiktaş tribünlerinin Optik Mehmet’i.. 1969 yılında İstanbul, Kadırga’da doğdu. Baba tarafından Malatya, anne tarafından Arnavut kökenlidir. İlkokulu ; Kadırga’da, ortaokulu ; Ortaköy Gaziosmanpaşa’da, liseyi de Kabataş Lisesi’nde okudu. Daha sonra, İstanbul Üniversitesi Edebiyet Fakültesi Tarih bölümünden mezun oldu. 1 sene öğretmenlik yaptıktan sonra Beşiktaş’tan hasretine dayanamadı ve mesleği bıraktı. Aynı zamanda, Çarşı Grubu’nun kurucularından bir tanesidir.

Beşiktaşlılığı nereden geliyor ?

Beşiktaşlılığı annesinden gelmektedir. Anne tarafından çoğu Beşiktaşlıdır. Dedesi 1940-50'li yıllarda, Taksim Stadı’nda Beşiktaş maçlarını kaçırmazmış. Çok iyi bir Beşiktaşlı olduğu için Mehmet Işıklar’da da etki bırakmış. Dedesinin bıraktığı etkiden dolayı Beşiktaşlı olmuş Mehmet Işıklar. Beşiktaş yüzünden zamanında başına bir şey geldiğinde ; yani maçlarda kavga olduğu zaman, karakola düştüğünde, hastaneye gittiğinde, işi gücü bırakıp, okula gitmeyip deplasmanlara gittiği zaman babası annesine kızarmış. ”Senin yüzünden Beşiktaşlı oldu, başına neler geliyor” dermiş.

İlk maçı..

Maça ilk kez 1974-1975 senesinde babasından yalvar yakar izin alarak dükkanın çırağıyla beraber gitti. O zaman stad müdürü tanıdık olduğundan ilk maçına bedava girdi. Maç Beşiktaş ile Trabzonspor arasındaydı. Numaralı tribünde oturuyordu, Beşiktaş maçı kaybetmişti. Maç sonunda kendini tutamamış ve ağlamaya başlamıştı. Yan tarafında yaşlı bir amca vardı, devamlı cep kanyağı içiyor, çikolata yiyordu. Gelip ona ağlamasın diye çikolata verdi. Bir dahaki sefere yeneceklerini, Beşiktaş’ın büyük bir takım olduğunu söyledi.

Optik Lakabı Nereden Geliyor?

Zamanla maçların hepsine gitmeye başlamış Mehmet Işıklar. Elinde bayrağı ve darbukasıyla maçların hepsine gidiyordu. Ve yavaş yavaş fanatik grupların içine girmeye başlamıştı. O dönemlerde tribünleri; Bekir Abiler, Hacı Abiler ve Musa Abiler yönlendiriyordu. Bunlar, kavgacı gruplardı. Bir de Yelken Birollardan oluşan besteci grup vardı. Gerçekten de en iyi besteleri onlar yapardı. Bir maçta, on kişi ile yeni yaptıkları ‘Beşiktaşsın sen bizim canımız- siyahla beyaz akar kanımız’ bestesini söylediler. Daha sonra bütün tribüne söylettiler. Yıllardır bunu Türkiye söylüyor. Fanatik gruplar Mehmet’i çok seviyordu. Zamanla onların maskotu haline gelmişti. O zamanlar camları kalın olan gözlük takıyordu. Bekir Abilerin gruptan olan Serdar Abi birden ona ‘Optik’ diye seslendi. Ve o zamandan beri optik lakabı kaldı. Sonradan gözlük kullanmayı bıraktı hatta, çok az kişi onu gözlük taktığı yıllardan bilir.

Hayali neydi ?

O dönemlerde, Bekir Abi onun ve tribüncülerin ilahı ve lideriydi. Onu yakın deplasmanlara götürüyorlardı. Bu deplasmanlar genellikle Sakarya ve Kocaeli idi. Eski dönemde maçlar gündüz olduğu için Bursa, Eskişehir gibi deplasman maçlarına geceden gidiliyor ve genellikle taraftarlar arasında kavga çıkıyordu. Bekir abi onu böyle maçlara götürmezdi. Onu hep kollardı. Mehmet Işık, ‘ Bir gün, gelecekte, ben de Bekir Abi gibi tribünlerin ilahı olacağım’ diyordu. ‘Optik Abi’ olurken de her yönüyle tribünlere sahip çıktı. Beşiktaş için yapılması gereken hiçbir şeyden hiçbir zaman kaçınmadı. Parası olmayana para, bileti olmayana bilet verdi. Küçük büyük demeden herkese sevgiyle yaklaştı. Ne zaman Optik Abileri onların olduğu yerde olsa, herkesin kendine olan güveni artardı. Hep en önde olmuştur. Çünkü liderlik bunu gerektiriyor derdi.

Özel hayatı Beşiktaş dışında hiçbir özel hayatı olmamış Optik Mehmet’in. Doğru dürüst kız arkadaşı bile olmamış. Müzik dinlemeyi çok severdi, özellikle özgün müzikleri. Sokak köpekleri beslerdi. Yaklaşık 40-50 köpeğe bakmıştır; onların aşılarını yaptırır, kimlik kartlarını çıkartır, yavrularını beslerdi. Çoğu zaman onlarla konuşurdu. En iyi dostlarından biri köpeği Sali’ydi. Kahvehanelerden nefret eder. Gezmeyi ve sinemaya gitmeyi çok severdi.

Öğretmenlik yaptığı dönem Ankara’nın ilçesi Çubuk’ta, Yatılı Çubuk Lisesi’nde bir süre öğretmenlik yaptı. Sınıfa ilk girdiğinde; Beşiktaşlılığnı gizleyerek, öğrencilere hangi takımı tuttuklarını sordu. Beşiktaşlıları çok iyi tespit ettikten sonra Beşiktaşlı olduğunu söyledi. Ve tekrar Beşiktaşlıların el kaldırmasını söyledi. Bu kez eller biraz daha fazlaydı. Fakat kimlerin Beşiktaşlı olduğunu çok iyi tespit etmişti. Sonra öğrencilerine dönerek onlara aynen şunları söyledi: ‘ Beşiktaşlı olanlara bir not fazla vereceğim , dört ise beş, beş ise altı, Fenerli ve Galatasarylılara ne bir fazla ne bir eksik not vereceğim.’ dedi. Bir de Pazartesi günleri Beşiktaş yenilmiş ve berabere kalmış ise kimse kesinlikle futboldan konuşamıyordu. Konuşana kızıyordu ve dersleri ağırlaştırıyordu. Beşiktaş kazanmış ise dersin ilk yirmi dakikasını ders yapmadan futboldan bahsederek geçiriyordu. Ama bütün öğrencileri onu çok severdi. Çünkü o onların hem öğretmenleri hem sıra arkadaşları hem de anne ve babaları gibiydi. Çoğuna ihtiyaçları olduğunda, para bile veriyordu. Bir yıl öğretmenlik yapıp tekrar Beşiktaş’ına geri döndü.

Solcu Optik Çarşı’nın ‘A’sının anarşist işareti olmasında, en politik tribün olmasında Optik Mehmet’in büyük etkisi vardı.’Optik Başkan’ın solcu olduğunu herkes bilirdi. Diğer tribün liderlerinin aksine kendisine ‘reis’ denmesine izin vermemişti.

Ölümü Çok sevilen adamın, bir kötü özelliği uyuşturucu kullanmasıydı. Bu yüzden iki buçuk yıl hapse mahkûm oldu. 20 Temmuz’da cezaevinden çıktı. Beşiktaş’taki Abbasağa parkında yüzlerce kişi onu meşaleler, marşlar ve adına yazılmış sloganlarla karşıladı. Cezaevinden çıktıktan altı gün sonra kalp krizinden öldüğü Beşiktaş’ın internet sitelerinde açıklandı. Cenaze namazı boyunca sessiz olan arkadaşları, imam ‘Hakkınızı helal eder misiniz?’ diye sorduğunda taraftar gür sesiyle bağırdı: “Helal olsun.” Cenaze camiden çıktığında tezahüratlar başladı: “Son holigan oley…” Eski güzel günleri hatırlatan slogan atıldı: “Optik Başkan, bize yemek ısmarla. Parasını alırsın sonra…”

Kaynak: Cumhuriyet