Sarı-kırmızılı takımın formasını 1985-1991 yılları arasında giyen Prekazi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk futbolunun gelişimini, Arda'nın Barcelona'da forma giymesini ve Galatasaray'daki unutulmaz anılarını değerlendirdi.
Futbolcuların seyircisiz oynayamayacağını belirten Prekazi, şunları söyledi:
"O yüzden iyi günde, kötü günde Galatasaray'ın taraftarları her zaman takımlarıyla beraber olmalıdır. Yöneticiler son zamanlarda iyi yolda değil. Kaç tane antrenör değişti? En kötüsü de Galatasaray ceza aldı. Galatasaray çok büyük bir camia. Bu imajı en iyi şekilde sürdürmek lazım. Galatasaray, Türkiye'nin Avrupa'daki aynasıdır. Herkes Galatasaraylı olmak ister. Taraftarlara da büyük işler düşüyor. Onlarsız olmaz. Kendi zamanımdan biliyorum. Sırf taraftar için oynuyordum."

Prekazi, sadece Galatasaraylıların değil, tüm Türk futbolseverinin unutamadığı Monaco maçının kendisi için hala çok anlamlı olduğunu anlatarak, "(Şampiyon Kulüpler Kupası'nda) Yarı finale çıkan ilk Türk takımı olduk. Türk futbolu adına ilk adımı attık." şeklinde görüş bildirdi.
"Yugoslavların Türkiye'ye katkısı çok büyük oldu"
Türkiye'de forma giyen Yugoslav futbolcuların Türk futboluna önemli katkı sağladığını söyleyen Prekazi, "O dönemde Yugoslavya çok büyük bir ülkeydi. Sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da da önemli Yugoslav antrenör ve oyuncular çalışıyordu. Ayrıca Yugoslav ligi de Avrupa'da ikinci ya da üçüncü sıradaydı. Yalnızca futbolda değil, basketbol, hentbol ve diğer spor dallarında da Yugoslavların Türkiye'ye katkısı çok büyük oldu." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'ye ilk geldiği 1985 yılında, birinci ligde üç toprak saha olduğunu anımsatan Prekazi, "Diğer statların yarısı dahi, Yugoslavya'daki gibi değildi. Ancak 1990'lı yıllardan sonra sadece futbolda değil, diğer spor dallarında da önemli yatırımlar oldu. İmkanlar genişledi. Bugün Türkiye, Avrupa'daki diğer ülkelerle birlikte ilerliyor." şeklinde konuştu.
"Yugoslavya bölündüğünde kalbim patladı"
Türkiye'de uzun yıllar kalamamasının en önemli nedeninin Yugoslavya'da yaşanan iç savaş olduğunu belirten Prekazi, o günlere dair şunları ifade etti:
"Psikolojik olarak kendimi hiçbir yerde bulamadım. En iyi çözümü seçtim. Futbolu bırakacaktım. Psikolojik olarak idmanlarda da zorlandım. İdmanlara artık severek gitmiyordum. Soğumuştum. Politik durum beni çok olumsuz etkiledi. Yugoslavya bölündüğünde kalbim patladı. Her şeyi bıraktım ve döndüm."
Futbolu bıraktıktan sonra Türkiye'den teklif alıp almadığı sorusuna Prekazi, "Birçok kişi bana 'Türkiye'ye gel, sana kulüp buluruz' dedi. Ama normal bir teklif hiç gelmedi. Zaman içinde antrenörlük kursunu bitirdim ve antrenörlüğe başladım. Futbol bana her şeyimi verdi. Antrenörlüğe ilk başladığımda, 'Ben de futbola bir şey vermek istiyorum' dedim." cevabını verdi.
Prekazi, her yıl Galatasaray'a oyuncu önerdiğini ancak karşı taraftan hiç ses çıkmadığını belirterek, "Türkiye'de oynayan yabancılara bakıyorum. Hiç hoşuma gitmiyor. Kim onlar? Türkiye'de ne iş yapıyorlar? Tabii büyük paralar için geliyorlar. Neden gelmesinler ki? Kariyerleri zaten bitiyor." ifadelerini kullandı.
Galatasaray'ın futbol akademisinde görev yapması halinde, Sırbistan'dan genç futbolcuları da beraberinde getirebileceğini söyleyen Prekazi, "Futbolu çok iyi biliyorum. Burada çok yetenekli futbolcular var. Türkiye'de kim isterse buyursun gelsin, sorsun, ben seçeceğim. Birkaç sene sonra seçtiklerim, müthiş futbolcular olabilirler." diye konuştu.
"Arda'nın Barcelona'ya transferi müthiş bir olay"
Prekazi, eski Galatasaraylı futbolcu Arda Turan'ın sezon başında Barcelona'ya transfer olmasını da değerlendirerek, şunları kaydetti:
"Arda'nın Barcelona'ya transferi müthiş bir olay. Türkiye'den bir futbolcunun Barcelona'da olması ne demek? Keşke daha fazlası olsaydı. Türk futbolcular sadece Barcelona'ya değil, Avrupa'daki diğer büyük takımlara da gitmeliler. Avrupa'da nasıl futbol oynanıyor görsünler."
Türk futbolcuların Avrupa'da her takımda oynayabileceğini söyleyen Prekazi, "Almanya'nın dünya kupasındaki bir numarası kimdi? Türk kökenli Mesut (Özil). Kaç yıl üst üste en iyi Alman futbolcu seçildi." diye görüş bildirdi.
Prekazi, Mesut Özil gibi yeteneklerin diğer milli takımlarda değil, Türk Milli Takımı'nda oynaması gerektiğini vurgulayarak, "Keşke Türkiye'den birileri Avrupa'da gezerek yetenekli Türk futbolcuları bulsa. Tabii ki Türkiye çok daha başarılı olabilirdi. Tüm ligleri takip ediyorum, Avrupa'da müthiş Türk futbolcular var. Bunlar Türk bayrağı için oynamalı. Onları kazanmak lazım." ifadelerini kullandı.


Kaynak : Fotomaç