Bu sezon yaşadığımız en önemli eksiklik camiadan yeteri kadar destek görememek... Tüm takım arkadaşlarım da böyle düşünüyor

Taraftar, camia, oyuncular birbirimize sahip çıkmalıyız. Bizim bizden başka dostumuz yok. 3 kulvarda da hala iddialıyız, 2016 bizim yılımız olacak

Galatasaray kaptanı Selçuk İnan, Galatasaray Dergisi'ne yaptığı açıklamalarda lig, Avrupa ve Türkiye Kupası'nda iddialı olduklarını söyledi. Camianın kendilerine destek vermemesinden yakınan kaptan, 2000 yılında yakalanan başarıya Mustafa Denizli ile ulaşabileceklerini söyledi. İşte Selçuk İnan'ın açıklamaları:

GALATASARAY ASLA PES ETMEZ

"Bir Türk takımı devre arasında Avrupa, kupa ve ligde iddialıysa başarılıdır. Sonuç belli değil ama mücadelenin sürmesi bir ışıktır. Bunu aslında tüm Galatasaraylılar biliyor. Galatasaray asla pes etmez. Hepsini kazanabilecek gücümüz var. 2000 yılındaki başarıyı tekrarlayabiliriz. Yalnızca camiadan biraz daha destek görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu belki de bu sezon yaşadığımız en önemli eksiklik. Takım arkadaşlarım da böyle düşünüyor. Taraftar, camia, oyuncular hepimiz birbirimize sahip çıkmalıyız. Bizim bizden başka dostumuz yok. Zaten zorlu hedeflere böyle ulaşılır."

EN MUTLU ANIM KADIKÖY'DEYDİ

"En çok mutlu olduğum an kuşkusuz Şükrü Saracoğlu Stadı'nda şampiyonluk kupasını kaldırdığım andı. İlk senemizdi, yeni bir takım, yeni bir teknik direktör, aniden çıkan Süper Final gibi faktörler vardı. Geçen sezon kazandığımız üç kupa da benim en mutlu anlarımın merkezinde. Allah'ıma şükürler olsun ki üzüldüğüm hiçbir an olmadı Galatasaray'da. İnşallah bundan sonra da olmaz."

MİLLİ TAKIMIN BAŞARISI FİLM OLUR

"EURO 2016 elemelerinde bir film ya da kitap olabilecek başarı elde ettik. Çok zorlu maçları, çok doğru şekilde oynayarak kazandık. Türk futbolcular artık birbirine çok saygı duyuyor ve çok inanıyor. Bu inanç ve saygı oldukça Avrupalı meslektaşlarımız kadar iyi olduğumuzu ve onlar kadar başarılı olabileceğimizi göstermiş olduk. G.Saray'daki genç oyunculara da hep bunu anlatıyorum."

FRANSA'DA HEDEF BÜYÜK OLACAK

"Elbette Euro 2016'ya gidip oranın keyfini almak istiyoruz ancak bu yeterli değil. Oraya bir hedef için gidiyoruz. Türkiye turnuvalarda hep bir hedef takımı olmuştur. Zorlu maçlar oynayacağız ancak futbol bu... Kendinizi iyi hisseder, takım halinde oynarsanız galip gelebilirsiniz. Maçlarda sahaya bu güvenle oynayıp gruptan çıkacağımızı düşünüyorum."

İLK 15 DAKİKA ÇOK ZOR

"Maç sonrası ilk 15 dakika benim için çok zor geçer. Kendinize, içinizde takım arkadaşlarınıza, hakeme, kime kızmak isterseniz kızabilirsiniz; çünkü kendinizi kaybediyorsunuz. Fakat 15 dakika sonra takım arkadaşlarınızı ayağa kaldırmaya çalışıyorsunuz."

DEFTERİME YAZIYORUM

Şenol Güneş, Fatih Terim, Mustafa Denizli, Mancini, Prandelli, Hamza Hamzaoğlu, Ersun Yanal, Hiddink gibi isimlerle çalıştığını belirten Selçuk, "Hepsi çok saygı duyduğum ve çok sevdiğim insanlar. Onlardan edindiğim tüm deneyimleri, bilgileri ve birikimleri yazdığım bir defterim bile var, bilgiyle dolu" dedi.

LAZİO'DAN KALİTELİYDİ

"İtalyan takımları her zaman zorlu olmuştur. Lazio'nun son olarak Inter ile oynadığı maçı takip ettim. Lideri kendi sahasında mağlup ettiler ve bu aslında hiç kolay bir şey değildir. Hedefimiz elbette ki Lazio'yu eleyip tur atlamak. Kaliteli bir takım fakat biz daha kaliteliyiz. Zor kura, zor rakip ama inşallah üstesinden geleceğiz."

İBRE YENİDEN LEHİMİZE DÖNER

Çok değerli bir hoca gitti, yerine çok değerli bir başka hoca geldi. Bu sene de geçen sezonki başarımızı tekrarlayabiliriz. Bundan önce 'şampiyon nasıl olunur', 'üç kupa nasıl kazanılır' sorularının yanıtlarını çok net vermiş bir ekibiz. Bundan sonra da aynı mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. İbre elbet yeniden Galatasaray'a dönecektir.

Mustafa Denizli'nin teknik adamlığını konuşmak haddimize değil. Mustafa hoca oyun stilini bize benimsetmeye çalışıyor. Futbolcular olarak ona o kadar çok güveniyoruz ki önümüzdeki aylarda sisteminin daha da oturacağından şüphe duymuyoruz.

HER ŞEY KÖTÜ GİTTİĞİNDE İŞ BANA DÜŞÜYOR

Karakter açısından kaptanlıktan önce de aynı insan olduğumu düşünüyorum. İnsanlara duyduğum saygı seviyesi hiç değişmedi. Onların da bana olan saygısı aynı. Tek fark bana artık 'Kaptan' diyorlar.

İşler kötü gittiğinde kaptan olarak takım arkadaşlarımı motive etmek bana düşüyor. Takımın içinde olmayanlar bilmez ancak hocalarımız, başkanlarımız ve yöneticilerimiz bunu çok iyi bilir. TV ekranları ya da tribünlerden bunların hiçbiri görünmediği ve ülkemizde genel olarak her şey sonuçlara endeksli olduğu için belirli önyargıları yıkamıyorsunuz.

Galatasaray tarihi boyunca kaptanlık pazubandını taşıyan çok büyük isimlerin arasında anılmak, geriye dönüp baktığımda Galatasaray'ın kaptanlığını yapmış olduğumu görmek çok başka bir his... Zaten Galatasaraylılık çok başka bir şey.