"TEKLİFİ BEKLEMİYORDUM"

İlhan Cavcav beni aradı ve yorgun bir sesle 'Yılmaz sana ihtiyacımız var. Eskişehir maçı bizim için çok önemli. Ekibini de al ve gel' dedi. Ben bu teklife şaşırdım. Hiç beklemiyordum. Çarşamba kulüple anlaşma sağlayamadık sonra İlhan Bey'in fabrikasına gittik ve anlaşma sağladık. Takımın başına 2-3 saatlik uykuyla müthiş bir tempoda çalışarak geçtik. Eskişehir maçına motivasyon sağlamak istedik.

"OYUNCULARI TEBRİK ETTİM"

İlk günlerde sık sık toplantılar yaptık. Görüntülü analizler yaparak maça hazırlandık. Kaybettik ama soyunma odasında oyuncuları tebrik ettim. Çünkü topla oynamada yüzde 79'a 21 öndeydik. İstatistiksel anlamda çok üstündük rakipten... Atılan bir topta rakibin çok güzel bir golü geldi. Bireysel bir gol yedik. Ama oyuncularımdan ne kadar memnun kaldığımı söyledim onlara...

"ISRARLA BENDEN RAPOR İSTEDİ"
İlhan abi maçta önce benden ısrarla rapor vermemi istedi. '3 günlük hocayım, benim verdiğim rapordan ne olur' dedim ama 'Yok, zor durumdayız rapor ver' diye ısrar etti. Ben de 'Şu maçı oynayalım fikrimi size sunarım' dedim.

Bu takımda verim alamayacağımız 13 tane oyuncu var. Başkan da 'Bu oyuncuların çoğu genç, bunları Hacettepe'ye verelim' dedi. Yabancı oyunculardan da yollarımızı ayırabildiğimizi ayıralım dedim.

''ÇOK OFANSİF OYNATIYORSUNUZ!"
Kaptan Ahmet Çalık'ı aradım. 'Küme düşebilecek takımız. Çok ofansif oynatıyorsunuz' dedi. Sen daha 21 yaşındasın, antrenörlüğü senden mi öğreneceğim?' dedim.

"TAM 18 OYUNCU SENİ İSTEMİYOR"
İstanbul'da dişçi koltuğunda iken telefon geldi. İlhan Cavcav, 'Yılmaz, canım arkadaşım kardeşim, seninle ilgili bir karar aldık. Buraya gelmene gerek yok. İşine son verdik' dedi. 'Neden?' diye sorunca, 'Tam 18 oyuncu seni istemiyor' dedi. 'Ben daha kulübe yeni geldim çoğunun adını bile söylemiyorum. Oyuncular hangi nedenle istemiyor. İlhan abi senin tarzın değişti eskiden sen hocaları gönderirdin şimdi oyuncular hoca gönderiyor' dedim.

'Sen 13 oyuncu gönderilsin demişsin' dedi. Ben de 'Ben oyuncu istemiyorum ben bu kadroyla da takımı ligde tutarım' dedim.

"SÜRÜNÜN!"
En üzüldüğüm konu ise Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği Başkanı'nın (İsmail Dilber), kovulmamın ardından, 'İlhan Cavcav'ın demokratik kararı' demesi oldu. Yahu tamam, biz İstanbul grubu olarak sana oy vermedik ama yıllardır senin üyenim yahu. Antrenörler Derneği Başkanı sen ne yaptın ya? Bu adama bir yemekle oy veriyorlar, Türk antrenörleri, sürünün ya.

"SİYASETÇİLERİN ÇOĞU KULÜPLERE ATAMA YAPMA DERDİNDE"
3-4 tane oyuncu sizi istemediği zaman İlhan Cavcav gibi bir yönetici bile antrenörü göndermek zorunda kalıyor. Siyasetçilerin çoğu kulüplere atama yapma derdinde. 'Bu bizim çocuk, gelsin antrenörlük yapsın' diyor, yöneticiler ses edemiyor. Ne oldu antrenörlük mesleği? Çocuk oyuncağı mı bu meslek? Sonra izliyorsunuz İngiltere'yi İspanya'yı, dönüyorsunuz bizim lige Mardin Bandosu gibi... Futbolcuya dayalı, çarpık, bozuk sistemlerde hiçbir şeyin doğru gitmesi mümkün değil.

Bu zamana kadar 25 takım değiştirdim, bazısında 2-3 defa çalıştım. Bana diyorlar ki, "Neden bu kadar çok takım değiştiriyorsun?" Bu ahlaksızlar grubu ile nasıl uzun süre çalışılır!

"BOSMAN KANUNU GİBİ BİR KURAL ÇIKSIN"
Rica ederim bu komediye bir son verelim. Kulüpler de TFF'nin alacağı karara boyun eğsinler. Bosman kanunu gibi bir kural çıksın. Onun bunun aracılığı da ortadan kalksın. Antrenörlük bu kadar kolay bir meslek değil. Kulüpler sezon içinde en fazla 2 antrenörle çalışmalı. Bir yasa çıkarmamız lazım. Oyuncu da bilsin ki ikinci antrenör de gitmeyeceğine göre işine bakmak zorunda kalsın. Herkes de kendi mecra içerisinde işini yapmaya gayret eder. Kim bu sistemden memnun bilmiyorum ama kimsenin de sesi çıkmıyor."

"SIRF TOP OYNAMIŞ DİYE ANTRENÖR MÜ OLUR!"
Ben antrenör olarak diyorum ki; 'Buraya layık değilsem yukarı taşıyamayacaksam beni.' Antrenörlerin hepsi bizim kardeşimiz, arkadaşımız. Bizim söylediklerimiz kişilerle ilgili değil. Biz prensiplerle ilgileniyoruz. Eğitimsiz nasıl antrenör olabilir? Futbol oynadın diye ömür boyu bunun nemasını ye! Futbol oynadın diye antrenörlük yap. Antrenörlük bir meslek. Eğitici olmak farklı bir şeydir. Sırf top oynamış diye antrenör olur mu ya!