Maçlarda rakiplerine hiç acımayan Kobe Bryant, saha dışında insanlarla doğrudan ilişki kurarken çok farklıydı.

Kobe’nin ölümünden sonra onun hakkında bugüne kadar hiç anlatılmamış bir olay gündeme geldi. Kristen O’Connor Hecht, Facebook’ta Kobe’nin ölüm döşeğinde olan bir çocukla yaşadıklarını aktardı. O dönemde Kristen Phoenix’te bir hastanede çalışıyordu, eşi Tom ise Phoenix Suns kulübünde kurumsal işbirlikleri bölümünün başındaydı. Hikayenin geri kalanını Kristen’den dinleyelim:

“Phoenix’te yaşarken Tom ile işlerimizde sık sık yolumuz kesişiyordu. Beraber çalıştığım bir pediyatrik kardiyolog, Tom’un ölmek üzere olan 5 yaşında Kobe adında bir çocuk için Lakers’tan bir imza alıp alamayacağını sordu.

Phoenix Suns’ın bir talepte bulunması için Tom’u aradım ama bunun gerçekleşme ihtimalini sıfır olarak görüyordum. Lakers aynı hafta içinde Phoenix deplasmanına oynamaya gelecekti. Aynı gün içinde Tom aradı ve ‘Yapacak!’ dedi. Çok sevindim ve işe top vs getirmeyi planlıyordum. Tom dedi ki, ‘Hayır, yazdıklarını okudu ve kendisi gelip küçük çocukla tanışmak istiyor’. Şaşkınlıktan yerlerdeydim.

Ertesi gün, bir limuzinle ofisime geldi. Tamamen gizli bir şekilde hiçbir güvenlik veya PR personeline haber verilmedi. (Bunun için biraz başım ağrıdı ama buna değdi) Sonra üçümüz arka merdivenlerden küçük çocuğun kardiyolojideki odasına gittik. Bir saatin büyük bölümünde basketbol oynadılar, karşılıklı paslaştılar, küçük Kobe gülümsüyor, annesi de gülüyor ve gülümsüyordu. Bir çok fotoğraf çekildi, birçok şey imzalandı.

Limoya geri döndüğümüzde Kobe bana dönüp, ‘Kristen yardım için ne yapabilirim? Bu bir finansal mesele mi? Öyleyse bunu çözebilirim’ dedi. Ama değildi. Çocuğun bir kalp sorunu vardı ve nakil için hastalığı çok fazla ilerlemişti. Yine ağzım açık kalmıştı. Sadece samimiliğinden ve cömertliğinden değil, zarifliğinden ve verdiği sıcaklıktan.

Küçük Kobe bir sonraki hafta vefat etti. Üç hafta sonra annesinden o anların gücünü anlatan bir mektup aldım. Annesi, o bir saatin çocuğun hayatının en mutlu anları olduğunu söylüyordu. O gün çekilen fotolar küçük Kobe’nin ellerinde olan tek gülümseyen fotoğraflarıydı.

Kobe’nin tanıtım ekibinde çalışanlar onun bunu her yerde yaptığını ama tek şartının sıfır reklam olduğunu söyledi. O günden sonra Kobe benim kahramanım haline geldi. Ne zaman birileri onu sevmediğini söylese, onlara ‘Sana bir hikaye anlatayım..’ dedim.”