Sezon başında Süper Lig ekibi Fenerbahçe'de Udinese'ye transfer olan Tolgay Arslan, beIN Sports'ta Sarı Lacivertli takım ve Beşiktaş'tan ayrılığını, Türkiye'de yaşadıklarını ve İtalya'da yeni takımıyla son durumunu anlattı.

Deneyimli futbolcu Tolgay Arslan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

''Udinese'de işler benim için iyi gidiyor, kendim de bunu tahmin etmemiştim. İlk maçtan formumu yakaladım. 3-4 hafta alışmam gerekiyordu, çok farklı bir lig, farklı bir ülke. Çabuk çabuk toparladım, oynamaya başladım, şu anda gayet iyi gidiyor. Türkiye'deki baskı çok farklı. Ben burada ön libero, 6 numara oynuyorum. Hocanın, yönetimin, takım arkadaşın beklentileri farklı. Burada benden gol ya da asist beklemiyorlar, burada görevimi yapıyorum. 2 hafta önce Lazio'ya gol de attım.''

''Türkiye'de stoper bile olsan taraftar gol bekliyor, asist bekliyor. Ben burada asistin asistini yapıyorum, oyunun temposunu belirliyorum. Lig çok taktiksel, belki o yüzden çabuk alıştım. Burada oynamak kolay değil, ben biraz şanslıydım ve oynamaya başladım. Oynadım, alıştım, oynamak en önemlisi. 3'lü savunma ile oynuyorduk, benim için de yeni. Oynadıkça sistemi sevmeye başladım.''

''Udinese yıllardır fiziksel ve tkatiksel olarak güçlü bir takım, savunmayı iyi yapan bir takım. İlk başka savunmamıza dikkat etmemiz gerekiyor. Skor ne olursa olsun taktiği bozmuyoruz. 3-0 önde olalım, geride olalım, hepimiz nerede duracağımızı biliyoruz. Takım kaliteli bir takım, orta sahada De Paul ve Pereyra Arjantin Milli oyuncular, benim işimi de kolaylaştırıyorlar.''

''İtalyanca az çok konuşabiliyorum, haftada 2 saat ders var. Burada tercüman yok, sahada her şey İtalyanca, o yüzden çok çabuk öğrenmen gerekiyor. İlk başta zorlandım çünkü bir şey anlamadım. Hocaya sordum, takım arkadaşıma sordum, İtalyanca öğrenmezsen yaşayamazsın dediler. Artık yüzde 60-70'ini anlayabiliyorum.''

''Hakan Çalhanoğlu kardeşim gibi, beraber de oynadık. Asist ya da gol atarsa tabii ki seviniyorum. Biz Türkiye'yi de temsil ediyoruz. Bu kadar başarılı olunca, belki önümüzdeki senelerde Türkiye'den transfer daha çok olacak. Sadece futbolu değil, bizim milletimizi temsil ediyoruz burada. İnşallah önümüzdeki senelerde burada daha çok Türk oyuncu göreceğiz. Menajerim ve ben çok uğraştık, FIFA'da birkaç davaya girdik ama başaramadık. Milli takım nasip olmayacak gibi gözüküyor, milli takımı destekliyorum, inşallah başarılar gelir.''

''Türkiye'den çok teklif geldi ama ayrılmak istedim. Beşiktaş'tan Fenerbahçe'ye gittikten sonra üzerimde çok baskı hissettim. Türk oyuncu için ülkede büyük bir takımda oynamak kolay değil. Böyle bir ligde oynama fırsatım oldu, burada gelişeceğimi düşündüm ve Türkiye'yi bıraktım. Taraftar olsun, basın olsun, yönetim olsun, Türkiye'de herkesin beklentisi var. Belki bir maç kötü gidebilir ama her şeyi bir maçla algılıyorlar. Yeni başlangıç istedim. Türkiye'de inanılmaz güzel 5,5 sene geçirdim, hiçbir karardan pişman olmadım, hiçbir şeyi değiştirmek de istemiyorum.''

''Transferden sonra Beşiktaş'tan Fenerbahçe'ye yaptığım sert açıklamalardan dolayı üzüldüm, dile de getiremedim. Beşiktaş döneminde kadro dışı kalmıştım, bana göre büyük haksızlığa uğradım. Transferin ardından çok duygusal açıklamalar yaptım, belki sert oldu.''

DÜRÜM İTİRAFI

''Beşiktaş'ta dürüm muhabbeti çıktı. Normal düşünürseniz devre arasında nasıl dürüm yiyebilirsin! İnsanlar da buna inandı, şaka gibi oldu. Ben de bir şey demedim, ardından kadro dışı kaldım, orada farklı şeyler de vardı. Kadro dışı kalmanın nedenini ben de bilmiyorum. Bir ödeme sıkıntısı vardı, ben de bu durumdan çok memnun olmamıştım, belki de benim de hatalarım oldu, oraya kadar gideceğini tahmin etmemiştim.''

''3 ay kadro dışı kaldım, tek başıma idman yaptım. Suni çimde idman yaptım, çok kırıldım. Ailemi görmedim. Beşiktaş taraftarının bana karşı hiçbir yanlışı yoktu, belki inanmazlar ama hala kalbimdeler, maçları da izliyorum ama o noktada kendime bu defteri kapamam gerekiyor dedim. Ama açıklamalarım çok sert oldu, bunu da hiç dile getiremedim. Özellikle Beşiktaş taraftarı hakkını helal etsin, ben ediyorum. Her zaman beni desteklediler ve arkamdaydılar.''

Kaynak: Fotomaç