Galatasaray'ın unutulmaz futbolcusu ve Teknik direktörlük kariyerinde Ç.Rizespor, Kasımpaşa, Osmanlıspor gibi takımları başarıyla çalıştırmış olan Uğur Tütüneker yeni sezonda İsviçre Challenge Lig takımlarından FC Will 1900'ün başında olacak. Kendisine bu yeni macerasını ve Galatasaray'ı sorduk.

Öncelikle yeni göreviniz hayırlı olsun. İsviçre yeni bir macera, süreç nasıl gelişti anlatır mısınız?

Mehmet Nazif başkanımız bir teklifte bulundu, biz de biraz düşündük ve böyle bir karar aldık. İnşallah hayırlı olur. Tabi Yurt dışı, 30 senedir İstanbul'da yaşıyoruz, oraya adapte olmak lazım. İşin açıkcası ligi çok fazla bilmiyorum, dolayısıyla ilk zamanlar zorluk çekeceğiz gibi görünüyor ama ondan sonra güzel işler yaparız diye düşünüyorum. Başkan İsviçre'nin Süper ligine mutlaka çıkmak istiyor, onun için güçlü bir kadro yapmaya uğraşıyoruz. Transfer çalışmalarına başladık, inşallah iyi bir kadro kurup lige gireceğiz.

Anlaşmanız ne kadar?

Tek yıllık bir anlaşma yaptık. Bu sene çok önemli bizim için. Bir üst lige çıkarsak, ondan sonra uzun süreli planlamızı yaparız. Uzun vade de planlar çok büyük ama kısa vadede ilk hedef üst lige çıkmak olacak. Onun için bir senelik imzaladık, bunu geçtikten sonra bazı şeyler konuşulur diye düşünüyorum.

Kadro yapılanmanızı da ona göre yapıyorsunuz o zaman?

Tabi her şey bu sene için. Gelecek vaat eden futbolcuları transfer etmek kulübün hedefleri içinde var ama şu anki yapılanmayı, bizi üst lige çıkaracak oyuncular üzerine yapıyoruz. Dediğim gibi hedef mutlaka üst lige çıkmak.

İlk transferlerinizi yaptınız, Türkiye'den başka isimler olacak mı?

Murat Akın'ı kadromuza kattık. Şu an izliyoruz, çalışmalarımız devam ediyor, Romanya'dan bir stoper alındı. Şöyle 5-6 tane daha futbolcu alabilirsek iyi bir takım oluruz diye düşünüyorum.

Kulübün tesisleri, çalışma şartları nasıl, beğendiniz mi?

Başkanın şu anda bir stad projesi var, kulübe güzel bir stad kazandırmayı hedefliyor. Orada bildiğiniz gibi tesis kavramı bizdekinden farklı. 3 tane çalışma sahası var. Statta soyunulup, hazırlanılıyor, kamp diye bir olay yok orada, genel olarak Avrupa'da da öyledir zaten. Başkanın güzel bir projesi var ama tam ne olacağını zaman gösterecek.

Geçtiğimiz yıl Will 1900 takımında Fuat Çapa çalıştı ve bazı Türk futbolcular oraya transfer oldu. Sonradan ayrılanlar oldu, neden başarılı olamadılar? Teklifi kabul etmeden önce onlarla konuştunuz mu?

Sadece Egemen Korkmaz'la konuştum. Bildiğiniz gibi kulüp bu yapılanmaya geçen yıl başladı. Şampiyonluklar da kolay gelmiyor. Kulüpler senelerce uğraşıyor şampiyon olabilmek için. Geçtiğimiz yıl takımın şampiyon olamaması doğaldır,ligi 3.bitirdiler ben başarılı da buluyorum onları. Son maçı kazansalardı ligi ikinci bitireceklerdi. Yeni kurulmuş bir takım için de bu sonuca başarısız diyemeyiz. İnşallah ikinci senesinde bizle birlikte çıkar diye düşünüyorum. Egemen'e ortamı, şartları sordum, o da ilk başlarda zorlandığını söyledi. Tabi yurt dışında, ilk başlarda böyle şeyler yaşamak normaldir.



Will 1900 maceranızda size başarılar diliyoruz. Galatasaray'ın efsane futbolcularındansınız, kulübün şu anki durumu ile neler söyleyeceksiniz?

Galatasaray kötü bir sezon yaşadı ama sonununu bir kupayla bitirmesi, güzel bir başarı oldu. Bu kupa Avrupa'da aldığı cezanın tamamlanması açısından çok önemliydi. Önümüzdeki sezon, doğru bir teknik direktör ve transferlerle daha iyi şeyler yaparlar diye düşünüyorum ama şu bir gerçek ki inanılmaz bir sirkülasyon var. Gelen, giden futbolcular yanlış, büyük takımlarda bu kadar yanlış olmaması lazım. Hele hele Fenerbahçe'de, Galatasaray'da, Beşiktaş'ta bu hataların olmaması lazım. Artık her kulübün gözlemcisi var, çalışanları var, doğru işler yapıyorlar. Avrupa'ya bakıyorsun mesela Barcelona, senelerce onbirini sayabilirsin, bu kadar para ve bütçelerle artık Türk takımları da bunu başarmalı. Ne döndüğünü de bilmiyorum ama tuhaf tuhaf şeyler dönüyor. Bu kadar bütçelerle, bu kadar az iş, bu normal değil.

Galatasaray'ın başına nasıl bir Teknik adam gelmeli?

Kim gelmeli bilmiyorum ama uzun vadeli düşünülecek bir isim gelmeli. Bu olmuyor, bunu gönder, şunu beğenmedim, şunu gönder, bunun kaşı kötü gitsin, bu yamuk konuşuyor olmadı. Artık hocanın arkasında durulması lazım. Her zaman, herkes kalıyor, bir tek teknik direktör gidiyor bu Türkiye'de. Hiç mi futbolcuların suçu yok, hiç mi yanlış kararlar almışların suçu yok? Her şey hocanın üstünde Türkiye'de, bir tane tek adam, hep suçlu "O". Tamam zaman zaman hatası olan vardır mutlaka ama hep mi teknik adam suçlu? İşte bu sene Galatasaray'da 3 tane teknik adam değişti. Bütün suç teknik direktörlerde miydi? Ben böyle olduğuna inanmıyorum. Başarısızlıkta hoca da bundan kendine düşeni almalıdır mutlaka ama arkasında durulan hocaların da neler başardıklarını da görüyoruz. ve bu mantalite Türkiye'de değişmez, bu kadar da net.

 (sondakika.com)