Deneyimli teknik adam Türk futbolundaki sorunlardan kariyerinde yaşadığı zorluklara kadar birçok konuda merak edilen soruya yanıt verdi.

İşte Yılmaz Vural'ın açıklamalarından satırbaşları:

ALTYAPI SORUNU

"7 milyarlık dünyada bir tane Messi var, bir tane Ronaldo var. Başka var mı? Yok. Senin nerede olduğun önemli, nerede eğitildiğin önemli. Türk futbolunda kötü gidişin gerekçeleri nedir? Doğru antrenör yetişmiyor, doğru oyuncular yetişmiyor... Altyapı düzenindeki bozukluk. Kimse kendine benim bu eksiklikte ne payım var diye sormuyor. Ben antrenörleri doğru eğitiyor muyum, ben gençlere spor yapacak kadar boş zaman sağlamış mıyım? Yok. Yoksa tesadüflerle Arda Turan'lar çıkar o kadar. Ama Almanya'dan Mesut Özil'ler, İlkay Gündoğan'lar, Hamit Altıntop'lar çıkıyor."

"BAŞKANLAR FUTBOLDAN ANLAMIYOR!"

"Çoğu futbol başkanı futboldan anlamıyor. Futboldan anlayan başkan yok. Hiçbiri futbolun içinden gelmiyor. Hepsi işadamı ve futbol aracılığıyla farklı beklentleri var. Niye Yılmaz Vural 26 takım değiştiriyor? Çünkü futboldan gelen bir başkanla çalışmıyor."

MİLLİ TAKIM'DAN ALDIĞI TEKLİF

"Artık magazin konusu oldum. Bir yandan da üzülüyorum. Milli Takım'ın kapısından da döndüm, büyük takımların kapısından da. 1989'da Bursaspor'un başındayken, dönemin Federasyon Başkanı Şenes Erzik'ti. 36 yaşımdayken, milli takımdan teklif aldım. Tüylerim diken diken oldu. 'Tabii, şerefle.' dedim. 'O zaman hemen gel.' dedi. Ben de Bursaspor'un başında Beşiktaş'la maça çıkacağım. 'Maç biter bitmez Federasyon'dayım. Şimdi hangi gerekçeyle takımımı bırakıp da geleyim?' dedim. Ertesi gün maç bitti, İstanbul'a geldim. 'Yılmaz, biz şimdi Sepp Piontek'i açıkladık, seni de onun yardımcısı yapmak istiyoruz. Kabul et lütfen.' dediler. Özür dileyerek bu teklifi kabul etmedim. Çünkü geldiğimden beri yabancı hocaya karşıydım. Sadece bu prensip yüzünden teklifi kabul etmedim. Sonra bu teklifi Fatih Terim'e teklif ettiler ve Fatih Terim kabul etti."

FENERBAHÇE VE GALATASARAY'DAN ALDIĞI TEKLİFLER

"Yıllardan beri söylüyorum. Fenerbahçe takımı bana Ali Şen döneminde iki kere teklif sundular. Bana antrenör olarak değer verdiler. Galatasaray bir kere Hagi döneminde Ergun Gürsoy aradı. 'Yılmaz hayırlı olsun, hocamızsın' dedi. Özhan Canaydın yönetimiydi. Akşam açıklayacaklarını söylediler. Sonra Hagi özür diledi, onunla devam ettiler. Beşiktaş'tan ise idari bazda hiç teklif almadım."

HANGİ TAKIMI TUTUYOR?

"Bana herkes 'Hangi takımı tutuyorsun?' diye sorar. Sakaryaspor'u tutuyorum. Ama üç büyük takımdan birini de tutuyorum elbette. 'Tutmuyorum' diyen de yalan söyler. Bu işin magazinsel boyutu. Çocukken bir takım tutuyordum elbette. Şimdi söylersem olmaz. Profesyoneliz çünkü. Çalıştığım takımın en büyük taraftarı olurum ben."

"DURSUN BEY'E ÇOK KIRILDIM"

"Hocaların hepsine saygı duyuyorum. Ama ben Riekerink kararında Dursun Bey'e Galatasaray'a çok kırıldım. Bir Türk vatandaşı olarak kırıldım. 'Aranızdan buraya gelecek kimseyi göremedim. Koskoca Galatasaray'ın başına altyapı antrenörünü getirdim. Yuh size!'. Böyle anladım ben bu alınan kararı.

"EMENIKE BANA YAPSIN BAKALIM O HAREKETLERİ!"

"Emenike yapsın bana bakalım o hareketleri. Başkan insin bakalım ben varken soyunma odasına. Yok ya? Çalışmaz tabii bizle kimse böyle olunca. Ben izin vermem. Bu kulübün başkanı olabilirsiniz ama, her şeyin içinde olamazsınız. Sen hocayla takım arasına girersen, o hocanın takım üzerinde otoritesi kalmaz. Çok seviyorsan git kendin yap bu işi madem. Neden teknik direktörlere o kadar paralar veriyorsun?"

"50 BİN TARAFTARI SAHAYA İNDİRİRİM, ORGAZM EDERİM!"

"Ben hep şunu düşünürüm. Seyreden ne ister? Taraftar ne ister? Rakip takım benim yarı sahama bile gelmesin. Basayım, pozisyon bulayım, şut atayım, vurayım direkten dönsün... Buna rağmen kaybedersen, taraftar sizi alkışlar. Çünkü onun istediği senin güzel oyunundur. Ben önceden de dedim, Fenerbahçe'nin başına geçeyim, 50 bin kişiyi sahaya indiririm, orgazm ederim! Keyiften tabii..."

"MOURINHO ÇAMURLARA ATLIYOR, CONTE TRİBÜNE ÇIKIYOR!"

"Artık kenarda hareketli olmayan antrenör tipini hiçbir takım istemiyor. Bana diyorlar 'Sen çocuk musun kendini yerden yere atıyorsun' bilmem ne diye... Bakın o büyük hocalara, Mourinho takım elbiseyle çamurlara atlıyor. Simeone neler yapıyor? Klopp neler yapıyor? Conte golü attıktan sonra tribüne çıkıyor. Bu bir şov değil mi? Şov olmasının ayıbı nerede? Yurtdışında bu eğitimlerde drama dersi verilir. Duruş, bakış, göz, parmak, konuşma, ses tonu... Bizde var mı böyle şeyler? Yok. Bizde her şey yarım yamalak."

"BİR TANE DE SORUNSUZ TAKIM GELMİYOR Kİ..."

"Bana Dubai liginden teklif geldi; Dubai liginin sonuncusu. Belçika liginden teklif geldi, Belçika'nın sondan üçüncüsü. Portekiz 2. Ligi'nden teklif geldi, sıkıntılı... Dedim bunlar da bizi tanımış herhalde. Şöyle bir şampiyonluğa oynayan takımdan teklif gelmiyor ya..."

"LUIS ENRIQUE ÖNCE BENİM ALDIĞIM EĞİTİMİ ALSIN BAKALIM"

"Barcelona'yı niye çalıştıramayayım ki? Dünyanın en kolay işi... Barcelona'nın antrenörü Luis Enrique, çok önemli bir futbolcuydu ama benim aldığım eğitimi almamıştır. Gitsin bakalım Almanya'ya benim aldığım eğitimi alsın da ondan sonra konuşalım... Ben iki tane akademi bitirdim. 8 sene futbol okudum."