"Sürpriz" kavramı, futbolda duymaya alışık olduğumuz ve kendine belli yer edinmiş önemli bir olgu... Bir büyük takım, kendisinden maliyet ve kalite olarak 10 gömlek aşağıda olan bir başka takıma yenildiğinde bunu "sürpriz" kavramıyla açıklamak, gayet doğal bir eylem olarak karşımıza çıkıyor. Tabii bir büyük takım, sezon boyu kendisinden kat kat aşağıda olan ekiplere yenildiğinde değil!

İngiltere'de de bu sezon, "sürpriz" kalıbına sığdırılamayacak kadar bol mağlubiyetlerine tanıklık ediyoruz büyük takımların, "küçükler" karşısında. Büyüklerin düşüşünü fırsat bilen diğer ekipler ise bir anda zirve yarışının en büyük adayları arasına giriverdi. Peki bunun altında yatan sebepler neydi?

SON ŞAMPİYONUN ÇÖKÜŞÜ...

Premier Lig'de geçtiğimiz sezonu en yakın rakibinin 12 puan önünde şampiyon tamamlayan Chelsea, Pedro -ki Barça'da olduğu gibi Stamford Bridge'de de kulübeye mahkum kaldı- dışında kaydadeğer bir transfer yapmadığı gibi elindeki bazı ilk 11 oyuncularını da göndererek başladı sezona.

Daha sezonun ilk maçında yaşanan Mourinho-Eva Carneiro gerginliği, bazı şeylerin habercisi gibiydi.

Swansea karşısında 10 kişiyle mücadele eden Chelsea'de Hazard'ın hafif şekilde sakatlandığını gören takımın "güzel" doktoru Eva, hemen sahaya atlamış ve kurallar gereği Belçikalı oyuncuyla birlikte kenara gelerek 2-2 devam eden maçta takımın bir anlığına 9 kişi kalmasına sebebiyet vermişti. Eva'nın bu hareketini yanlış bulan menajer Mourinho, maç sonrası yaptığı açıklamalarla gerginliklerin fitilini ateşlemiş ve süreç, Eva'nın yıllardır görev yaptığı Chelsea'den ayrılmasına kadar ilerlemişti.

Geçen yılki takım ruhunu da bir türlü yakalayamayan Londra ekibi, bu ve benzeri gerginliklerle daha da büyük darbe almış ve uzun süreli kazanamama serileri neticesinde kendini bir anda düşme hattında bulmuştu. Bunun üzerine Mou'ya nazikçe kapıyı gösteren Abramovich, takımı idareten Guus Hiddink'e emanet etmişti.

YAŞLI KADROLAR, BOŞA GİDEN PARALAR

Yalnızca Chelse değil; önceki yıllarda ilk 5'te görmeye alıştığımız Liverpool, Manchester United, Everton ve ligin gediklileri Aston Villa, Newcastle gibi ekipler de "çöküş" kervanına dahil oldular.

Sezona yüz milyonlarca Euro harcayıp giren Manchester United; Martial ve Depay gibi hamlelerine rağmen gittikçe yaşlanan kadrosunun kurbanı olurken menajer Louis van Gaal'in tahtı sezon sonuna kadar -tabii dayanabilirse- sallantıda olacak gibi görünüyor.

Yine şampiyonluğun diğer "doğal" adayları da ilk yarıda, özellikle iskelet kadrolarının yaş ortalamasındaki artış ve transferdeki beceriksizliklerinin kurbanı oldular.

..Ve bu durumların hepsi; Leicester, West Ham, Crystal gibi destanların yazılmasını sağladı.

Vardy ve Mahrez öncülüğünde ve elbette Ranieri liderliğinde şampiyonluğa koşan Leicester ile bu sezon Bilic yönetiminde "devlerin" korkulu rüyası haline gelen West Ham, önümüzdeki yıl statlarında Şampiyonlar Ligi müziği çalması muhtemel iki ekip olarak karşımızda.

Sözün özü; ikinci yarıyla beraber "devler" toparlanır mı bilinmez ama "küçük" takımların bu saatten sonra koltuklarını kaptırmaya niyeti olmadığı aleni... 

Kaynak: GOAL