Fenerbahçe tarihine bakınca bir çok yabancı futbolcu gelip, geçti... Çoğu iz bıraktı, çoğunun adı bile hatırlanmıyor... Kimi efsane oldu, kimi attığı bir golle, kimi karakteriyle, kimi akıttığı kanıyla, teriyle ve gözyaşlarıyla sarı lacivertli gönüllerde taht kurdu...

Onlardan biri de taraftar üzerinde bambaşka etki bırakan Reto Ziegler’di... İsviçreli belki bir yıldız değildi ama görevini yapan bir savunma oyuncusu olarak özellikle efsane Lefter’in cenazesindeki görüntüsü, Galatasaray derbisi ardından kaçan şampiyonluk sonrası akıttığı gözyaşları ve kulübe duyduğu aidiyet duygusuyla unutulmazlar arasına girdi... Artık Sion forması ile boy gösteren Reto Ziegler ile buluştuk. 1.5 yıl oynadığı Fenerbahçe’yi konuştuk...

“TRiBÜNLERE ÇAĞRILMAYI ÖZLEDiM”
Fenerbahçe'ye farklı bir süreçte geldim. Zor bir dönemdi. Biz o günlerde sadece futbol mücadelesi vermedik. Kulübün adı için çok farklı bir mücadele ortaya koyduk. Sadece futbol anlamında değil, her alanda kulübün arması için ismi için mücadele etmemiz gerekiyordu. Fenerbahçe o duruma düşmeyi haketmemişti.

İstanbul’a ayak bastığımda insanlar havaalanında “Ziegler seni seviyoruz” diye bağırıyordu. Oysa daha bir dakika bile oynamamıştım. O gece, Volkan Demirel ve Yobo’nun olduğu bir yemeğe gittim. O gün kendimi Fenerbahçe ailesinin bir parçası olarak hissettim. Orada oldukça samimi bir ortam vardı. Maçlardan önce tribüne çağrılıyorduk. Bir o tarafa, bir diğer tribüne. Beni en çok mutlu eden şeylerden biri buydu. O anı hâlâ çok özlüyorum.

"YAPTIKLARI TEZAHÜRATLAR ERKEKLERİ ARATMADI"
Bazı maçlarda Kadıköy’de sadece kadınlar ve çocuklar tribünlerde oluyordu. Sadece benim için değil tüm takım için çok özel ve önemli anlardı o anlar. 90 dakika öncesi sahaya ısınmak için çıkıp, tribünlere gidip onlara çiçek uzattığımızda parfüm kokuları burnumuza geliyordu. Çok az kişi bu duyguyu yaşayabilir.

Dünya’da 55 bin kişilik bir stadı kadınlarla doldurabilecek başka bir kulüp daha yoktur. Özetle, kadınları ve parfüm kokusunu unutmayacağım. Kadın taraftarların çıkardıkları seslere gelince... Bu herkes için büyük bir sürpriz oldu. Erkekler gibi bütün tezahüratları biliyorlardı. Bir dakika bile susmadılar.

''BELKİ TÜRKİYE'YE BİR GÜN YİNE DÖNEBİLİRİM''
Hem oyuncu olarak hem de ileride belki de yönetici ya da teknik adam olarak Türkiye’de olabilirim. Şu an yılbaşı dolayısıyla, turist olarak ülkenizdeyim. Arkadaşlarımı ve Türkiye’yi nasıl sevdiğimin göstergesidir bu. Soğuk bir mevsim olmasına rağmen burada olmayı seçtim.

(Ahmet Ercanlar)